Öğretim stratejisi, bir öğretmenin, dersin veya bir konunun öğretilmesinde hedefe ulaşmak için seçeceği öğretim metodu, çeşitli teknikler ve hattâ değerlendirme biçiminin uyum içinde olmalarıdır. Bazı eğitim amaçlarına ulaşmada, diğerlerinden daha uygun ve verimli yollar, stratejiler vardır.
Öğretmenler genellikle kendilerinin merkezde olduğu, dersin akışını ve öğrencileri yönlendirdiği, değerlendirmeyi kendilerinin yaptığı öğretim stratejileri tespit ederler.
Öğr.Gör.Muhittin GÜMÜŞ
KTMÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı
Dil Öğretiminde Seviyeler - Dil Öğretiminde Temel Beceriler - Dinleme Becerisi - Okuma Becerisi - Konuşma Becerisi - Yazma Becerisi - Dilbilgisi - Yazdırma (Dikte) Çalışmaları
Dil, düşünme ve iletişim aracı olarak insanın iletişim yeteneğini ve dili kullanabilme becerisini belirler. Dil aynı zamanda anlama ve anlatma aracıdır. Dilin gelişerek zenginleşmesi insanın duygu ve düşünce bakımından da gelişmesi ve zenginleşmesi anlamına gelir.
Aksan(1999,s.13)’a göre “dil, sözlü ve yazılı olarak iletişimde kullandığımız, doğduğumuzda hazır bularak edinmeye başladığımız, doğrudan doğruya insana özgü, çok güçlü, büyülü bir düzendir; düşünme ve düşünüleni aktarma dizgesidir.” Dilin önemini, değerini anlayabilmek için bir an, insanın konuşma yeteneğinden yoksun olduğunu, yazı diye bir şeyin bulunmadığını varsayalım. Öteki insanlarla bir arada, toplum oluşturmamız, düşünce, duygu ve isteklerimizi başkalarına iletebilmemiz büyük ölçüde güçleşecek, eksik, güdük bir anlaşmaya dönen bağırmalar, bir takım jest ve mimiklerle sınırlı kalacaktı. Bizden öncekilerin neler yaptıklarını, yaşadığımız sırada, dünyadaki öteki toplumların durumunu bilemeyecek, bizim yaptıklarımızı da gelecek kuşaklara yansıtamayacaktık. Tarih diye bir şey olmayacak, hukuk bilinmeyecek, söze dayanan sanatlar bulunmayacak, bir insanın anıları yalnız kendisinde, belli belirsiz olarak saklı kalacaktı.” Varlıkların en mükemmeli olarak yaratılan insanı, diğer canlılardan ayıran en temel özellik onun dilidir.
Anadili öğretimi ile ilgili sorunlar yıllardan beri çözülememesine rağmen her yıl bu sorunlara yenileri eklenmektedir. İşin ilginç tarafı da, bu sorunların bazıları üniversiteler gibi olası çözüm merkezleri olan kurumlar tarafından ortaya çıkarılmaktadır. Anadilin sadeleşmesi ve yabancı dilde eğitim üniversitelerde tartışılan sorunlar arasında sayılabilir. Bir yandan bir grup dildeki yabancı sözcüklerin arındırılması ve yerlerine yeni sözcüklerin üretilmesini savunurken, diğer yandan bir başka grup küresel dünyada yabancı sözcüklerin dile katılımını önlemenin imkânsızlığını savunmaktadır. Bir diğer grup yabancı dil öğretimin önemini ve yabancı dil öğretimindeki sorunlara olası çözüm önerilerini araştırmayı vurgularken, diğer bir grup yabancı dilde eğitime inanmakta ve Türkçenin bir bilim dili olamayacağını savunmaktadır.