Her insanın çocukluğuna ait komik ve unutulmaz bir anısı vardır. Bu günler unutulmaz, çünkü çocukluk hayatta yalnızca bir defa geliyor, bu yüzden çocukluğu unutmak imkansızdır.
Benim çocukluğum mutlu geçti demek istiyorum, çünkü benim ailem her zaman yanımdaydı, annemle babam bütün sevinçleri paylaşıyorlardı. Bu benim için büyük bir sevinçti.
Çocukken benim başımdan çok gülünç ve komik olaylar geçiyordu. Şimdi bazen ailemle o komik olayları hatırlıyoruz ve gülüşüyoruz.
Bir gün ben anneme: “Anneciğim, benim çocukluğumda başımdan nasıl komik olaylar geçti?” diye sordum. Annem bana: “Sen çocukken çok kurnaz, ama akıllı bir çocuktun.” dedikten sonra ben kendimi gülmemek için zor tuttum ve anneme “Anlatmak istemez misin anneciğim?” diye sordum. Sonra annem bana hepsini anlattı.
Ben 7 yaşındayken her sabah babam işine gitmeden önce ben babama: “Bana 5 som ver, eğer vermezsen sen işe gitmiyorsun!”-diyordum. Bu yüzden babam bana her gün 5 som veriyordu, çünkü ben inatçı bir çocuktum biliyordu.
Ayrıca, ben çocukken dondurmayı çok seviyordum, bu yüzden ben her gün anneme: “Bana dondurma al.” diye onu bıktırıyordum.
Bir günde 5 ya da 6 tane dondurma yiyordum, bu sebepten ben bir ay hastanede bile yattım. Bu olaydan sonra fazla dondurma yemek istemedim.
Bence büyün çocuklar oyuncakları seviyor. Ben de çocukken oyuncakları çok seviyordum, çünkü ben bebeklerle çok güzel oynuyordum ve onlarla konuşuyordum.
Her gün annem markete gitmek istiyordu, ama ben de istiyordum. Ben anneme “beni de markete götür” diye hiç demedim çünkü çok korkuyordum. Sonunda ben karar verdim ve sordum. Ama annem bana şart koştu: “Tamam benimle geliyorsun, ama hiçbir şey satın al demeyeceksin!” dedi. Ben: “Tamam anne!” dedim. Ben o zaman sevinçimden kabıma sağamıyordum. Ama ben evden çıktıktan sonra koşulu bozdum. Annem bana çok kızmadı, çünkü bu son oldu.
Ben şunu söylemek istiyorum ki; çocukluğumuzu hiç unutmamamız gerek, çünkü çocukluğumuzda en komik, harika, sevinç verici olaylar yaşadık, o zamana ait çok anımız var. Çocukluk gibisi yoktur. O dönem başkaydı, bir daha gelmeyecek. Acaba bu böyle değil mi...?
Yazan: Gülvira Maylibekova
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Hazırlık Sınıfı Öğrencisi
Okutman: Zehra Öztürk
Benim çocukluğum mutlu geçti demek istiyorum, çünkü benim ailem her zaman yanımdaydı, annemle babam bütün sevinçleri paylaşıyorlardı. Bu benim için büyük bir sevinçti.
Çocukken benim başımdan çok gülünç ve komik olaylar geçiyordu. Şimdi bazen ailemle o komik olayları hatırlıyoruz ve gülüşüyoruz.
Bir gün ben anneme: “Anneciğim, benim çocukluğumda başımdan nasıl komik olaylar geçti?” diye sordum. Annem bana: “Sen çocukken çok kurnaz, ama akıllı bir çocuktun.” dedikten sonra ben kendimi gülmemek için zor tuttum ve anneme “Anlatmak istemez misin anneciğim?” diye sordum. Sonra annem bana hepsini anlattı.
Ben 7 yaşındayken her sabah babam işine gitmeden önce ben babama: “Bana 5 som ver, eğer vermezsen sen işe gitmiyorsun!”-diyordum. Bu yüzden babam bana her gün 5 som veriyordu, çünkü ben inatçı bir çocuktum biliyordu.
Ayrıca, ben çocukken dondurmayı çok seviyordum, bu yüzden ben her gün anneme: “Bana dondurma al.” diye onu bıktırıyordum.
Bir günde 5 ya da 6 tane dondurma yiyordum, bu sebepten ben bir ay hastanede bile yattım. Bu olaydan sonra fazla dondurma yemek istemedim.
Bence büyün çocuklar oyuncakları seviyor. Ben de çocukken oyuncakları çok seviyordum, çünkü ben bebeklerle çok güzel oynuyordum ve onlarla konuşuyordum.
Her gün annem markete gitmek istiyordu, ama ben de istiyordum. Ben anneme “beni de markete götür” diye hiç demedim çünkü çok korkuyordum. Sonunda ben karar verdim ve sordum. Ama annem bana şart koştu: “Tamam benimle geliyorsun, ama hiçbir şey satın al demeyeceksin!” dedi. Ben: “Tamam anne!” dedim. Ben o zaman sevinçimden kabıma sağamıyordum. Ama ben evden çıktıktan sonra koşulu bozdum. Annem bana çok kızmadı, çünkü bu son oldu.
Ben şunu söylemek istiyorum ki; çocukluğumuzu hiç unutmamamız gerek, çünkü çocukluğumuzda en komik, harika, sevinç verici olaylar yaşadık, o zamana ait çok anımız var. Çocukluk gibisi yoktur. O dönem başkaydı, bir daha gelmeyecek. Acaba bu böyle değil mi...?
Yazan: Gülvira Maylibekova
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Hazırlık Sınıfı Öğrencisi
Okutman: Zehra Öztürk
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için