Şimdi gece yarısı, evde elektrik kesildi, herkes uyuyor, sadece saatin sesi duyuluyor. Ben muma bakarak düşünüyorum: Dün doğdum, bügün ise on sekiz yaşındayım yarın annemin ve babamın yerinde olacağım. Vakit ne kadar hızlı geçiyor! Bügün gençsin, yarın yaşlanacaksın, bügün çok arkadaşın olabilir, yarın yalnız kalabilirsin, bügün hayal kurabilirsin, yarın pişman olabilirsin. Bügün ve yarın... Ne demektir? Bügün-gençliğin, yarın-yaşlığın.
Gençlik ve yaşlılık, gökyüzü ve yer gibi, gece ve gündüz gibi, ay ve güneş gibi, siyah ve beyaz gibi. İnsanoğlu gençken nasıl olur? Enerjik, güçlü, kendine güvenen, çok hayal kuran, ama hayatı hiç bilmeyen birisi olur. Yaşlanınca insanoğlu enerjisini, güçünü kaybeder, ama tecrübe kazanır. Artık hayal kurmaz, gençken yaptığı şeylerin cenini yer. Bir şeylerle pişman olabilir, çok değerli anılarını olabilir. Bazen yaşlılar çocuklar gibi oluyor, bir şeylere çabuk küser, darılır, hatta ağlayabilir. Niçin? Onlar çocuklarını büyüttüler, her zaman, çocuklara destek oldular, hastaysa onlarla hastalanıp, iyileşse onlarla iyileşip, her zaman çocuklarının yanında oldular. Ve yaşlanınca onların da sevgiye, özene ihtiyaçları olur.
Yaşlı adamların gözlerine hiç baktınız mı? Bakmışsınızdır herhalde. Ben yaşlıların gözlerine bakarken bir iz görüyorum, yani hayat izi. Bir gün mutfağa girdim, orada anneannem oturmuş. Pencereden dışarıya bakarak bir şeyleri düşünüyordu, benim geldiğim bile fark etmedi. Ben yanına oturuoüp gözlerine baktım. Onlar dışarıya değil, geçmişe bakıyorlardı. Belki ninem çocukluğunu, anne babasını hatırlıyordu, belki ilk aşkını, belki de oğlunun ilk adımlarını... Onun gözlerinde gördüğüm şeyi anlatamam. Sevinç, özlem, pişmanlık, her şey vardı. Ninem her zaman söylüyor. “Gençken yaşa. Hiçbir zaman, hiçbir şeyi yarına bırakma, çünkü sonra pişman olabilrsin. Gençken yapmadığın şeyleri yap, görmediğin yerleri gez. Çünkü yaşlanınca bunları yapmaya imkanın olmayacak, sadece hatırların kalacak.”
Gençliği ben güle benzetüyorum, yaşlılığı ise büyük bir ağaca. Gençken biz gül gibi biz naziğiz, birisi dokununca kırılabiliriz, yani hayatı hiç bilmiyoruz. Herkese ve herşeye inanıyoruz. Yaşlanınca çok tecrübeli, kararlı oluyoruz. Artık başkalarını da koruyabiliyoruz.
Evet, bügün genciz, ama unutmayalım ki yarın biz de yaşlanacağız. Şöyle bir söz var: Yaşlıların bügünü bizim yarınımız.
Yazan:Begimay Cumaşova
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi
Okuman:Recep Yürümez
Konu: Gençlik ve yaşlılık tanımlarından yola çıkarak bu iki dönemi karşılaştırınız.
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için