Köy Hayatı - Zulfiya İsmailova

       Tabiatı seven, onunla kol kola yaşayabilen insan doğanın güzelliğini anlayabilir. Sabahları kuşların sesleriyle uyanmak veya akşamları tarlaya gidip güneşin batışını izlemek ne kadar güzeldir. Böyle güzelliği herkez göremez, hissedemez. Doğanın güzelliklerini hiçbir şeye deyiştiremeyiz!

         Bir sıcak günün sabahında bahçeye çıkıp yemyeşil bir ağacın altında oturup çiçeklerin kokusunu hissetmek insanın ruhuna huzur verir. Ama böyle güzel anları sadece bazıları yaşayabilirler. Kim mi diye soruyorsunuz siz? Cevabını kendiniz de biliyorsunuz...

         Köy hayatı bazıları için cezadır. Şehir hayatına alışan insanlar doğayla birlikte yaşamayı unuttular. Doğaya çıkıp serin ve temiz havayı solumayı bile bilmiyorlar. Her zaman vaktin arkasından koşan insanlar bu dünyada yaşamayı unuttular.  Zamandan daha  hızlı olmak icin bu hayattaki amaçlarını unuttular. Dinlenmeyi unuttular. Stres içinde yasamaya alıştılar.

       Bazıları şehirdeki gürültülü hayattan kaçıp, sakin bir hayat geçirmek için köylere gidiyorlar. Orada huzurun içinde tabiatla birlikte sakin bir hayat geciriyorlar.

       Sabahları güneş ışınlarıyla birlikte uynmak ve kuşların seslerini duymak beni çocukluğuma götürür. Yağmurlu akşamları pencereye dokunan yağmur damlalarını  duyduğumda hemen hayallere dalarım. Köy hayatı yavaş geçiyor. İnsanlar mevsimlerin özelliklerini iyi biliyorlar. Vaktin arkasından koşmuyorlar. Her şeyin kendi zamanı olduğuna inanıyorlar. Ben de köyde yaşıyorum. Köyde yaşamayı tercih ediyorum. Güzel günleri dışarıya cıkıp top oynamayı veya arkadaşlarımla birlikte gezmeyi seviyorum.       

                                                                                      

Yazan: Zulfiya İsmailova

(Türkçe öğreniminde 5. ay)

Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi

Okutman: Abdulselam Arvas

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR