I. Giriş
Sayın dinleyiciler,
Konuşmama başlamadan önce bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Size ulaşan bilgilerde benim unvanım profesör olarak geçiyor. Ne yazık ki ben profesör değilim. Ben sıradan bir Türkoloğum. Çalıştığım kurum “Citogroep”da dil uzmanı statüsündeyim.
Konuşmamda Türkçe’nin Hollanda ve Avrupa eğitimindeki yeri üzerinde duracağım. Türkçe’nin bir ders olarak güçlü ve zayıf yanlarını açıklayıp düzeltilmesi gereken konular hakkındaki düşüncelerimi aktaracağım.
Önce ana dili olarak Türkçe eğitimi üzerinde duracağım; bu dersi sadece evde Türkçe konuşan (iletişim dili) çocuklar izliyor.
Daha sonra Modern Yabancı Dil olarak Türkçe dersi hakkında bilgi vereceğim. Bu bağlamda Türkiye kökenli olmayan öğrenciler de konumuza dahil edilmiş oluyorlar.
Konuşmamı iki önemli eğitim alanı ile sınırlamak istiyorum:
1. Temel eğitim: Öğrenci kitlesini Türkiye kökenliler oluşturuyorlar.
2.Orta öğretim: Yasada herkese açık olan bu ders (kökenine ve ana diline bakılmaksızın) pratikte çoğunlukla Türkiye kökenliler tarafından izleniyor.
Türkçe’nin Hollanda’daki konumu hakkında tek kelime ile şunu söyleyebilirim: Değişken.
Hollanda, Almanya’dan sonra en çok Türk’ün yaşadığı Avrupa ülkesi. Türkçe konuşanların sayısı tahminen üç yüz binin üzerinde.
Buna rağmen Türkçe’nin okullarda bir yabancı dil olarak verilmesi ciddi kuşkular yaratabiliyor, engellerle karşılaşabiliyor. Politik düzeyde de Türkçe’nin konumu tartışmalı. Politikacılara göre Türkiye kökenli öğrenciler öncelikle Hollandaca’yı öğrenmelidirler. Türkçe öğrenmeyi önemli bulmuyorlar.
Bize göre, Türkçe’nin Hollanda’da bir dil olarak kabul edilmesinin şu yararları var:
- Türkçe’yi önemseyen büyük bir azınlık grubu (Türkiyeliler) ciddiye alınmış olur;
- Kültürel çeşitlilik zenginleşir;
- Türkçe bilmek kişinin iş pazarındaki şansını artırır;
-Avrupalının Türkçe öğrenmesi Türkiye’yi ve Türk kültürü tanınmamaktan kaynaklanan bazı olumsuz düşüncelerin değişmesini sağlayabilir. Böylece toplumsal bütünlüğe katkı sağlanmış olur.
II. TÜRKÇE’NİN STATÜSÜ
Türkçe’nin Hollanda eğitimindeki konumu açıklamak için iki eğitim alanını birkaç faktör başlığı altında irdeledim.
Temel eğitim:
1. Yasal durum: Konuyla ilgili yasa sürekli değişmektedir. Resmi olarak Türkçe bağımsız bir ders olarak kabul edilmesine rağmen, pratikte bu ders sadece Hollandaca öğreniminde yardımcı bir ders olarak görülüyor.
2. Kamu oyu: Ana dili eğitimi Hollanda’da çoğu zaman olumsuz çağrışım yapıyor. Bunu duyanlar “önce Hollandaca öğrensinler” diyorlar.
3. İş ağı : Türkçe öğretmenleri, sendikalara üye olmalarına rağmen, henüz istenilen düzeyde lobi çalışmaları yapamıyorlar.
4. Öğretmenler: Süreç içinde öğretmen olabilmek için istenen koşullar ağırlaştı. Okul müdürleri Türkçe’ye ve dolayısıyla Türkçe öğretmenlerine karşı çok olumsuz tavır alıyorlar. Bunun bir sonucu olarak, öğretmenlerin yüzde kırkı mesleklerini yapamıyor.
5. İstenilen derecede ders araç ve gereçleri bulunmuyor.
- Hedefler: eğitimin hedefleri çok net değil.
- Eğitim programı yok.
6. Sınavlar: Merkezi bir sınav yok. Sınavlar öğretmenlerin takdirine bırakılmış durumda. Görülür bir değerlendirme yapılmadığı için eğitimin kalitesi sürekli tartışılıyor.
7. Genel değerlendirme : Bu eğitim bir kültürel zenginlikten ziyade problem olarak görülüyor. Böyle devam ettiği sürece geleceği pek ümit verici değil.
Orta Öğretim
1. Yasal durum: Hollanda’da yabancı dil eğitimi çok önemlidir. Üniversiteye hazırlık eğitimi veren liselerde bir öğrenci toplam 6 dil dersi görür: Hollandaca, İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince ve Klasik Yunanca. Bu bağlamda Türkçe’nin de bu diller gibi, yani “modern yabancı dil” statüsünde olması çok olumlu bir gelişme.
2. Türkçe’nin modern yabancı dil statüsünde olması kamu oyunda pek bilinmiyor.
3. İş ağı: Küçük bir eğitimci ve öğretmen grubu etkili çalışmalar yapabiliyor.
4. Öğretmenler: Bir öğretmenin konu ile ilgili düşüncesi şöyle: “Kabul edilmek istiyorsan Hollandalı meslektaşlarından en az iki kere daha iyi olmak zorundasın.”
- Öğretmen yetiştirici okul var.
- Öğretmenin hukuksal konumu iyi.
5. İstenilen derecede ders araç ve gereçleri bulunmuyor.
- Hedefler: Diğer yabancı diller için geçerli olan hedefler Türkçe için de geçerli.
- Eğitim programı: Konuyla ilgili çalışmaları var fakat diğer dillerle kıyaslarsak sürekli bir gecikme söz konusu.
6. Sınavlar: Merkezi düzeyde yapılan sınavlarda Türkçe’nin yeri diğer yabancı dillerde olduğu gibi.
7. Genel değerlendirme: Bazı olumsuzluklara rağmen Türkçe’nin orta öğretimdeki konumu ümit vericidir.
Yetişkınler Eğitimi
Yetişkinler eğitiminde Türkçe henüz marjinal bir durumda. Avrupa ve Hollanda’da Türkiye ve Türk Kültürü ile ilgili bilgi eksikliğini dikkate aldığımızda bu grup için verilecek Türkçe dersleri, Türklere karşı var olan önyargıların ortadan kalkmasına katkıda bulunabilir.
III. SONUÇ
Özetle: Türkçe’nin gerek politik düzeyde gerekse kamu oyunda ya olumsuz ya da ilgisiz tavırlarla karşı karşıya kalması Türkçe’nin en büyük problemini oluşturuyor.
Hollanda’da geçerli olan durumun Avrupa’nın diğer ülkelerinde de hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz.
Avrupa’da Türkçe’nin sorunlarını şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
- Toplumsal destek az veya hiç yok
- Uluslar arası düzeyde lobi çalışmaları yeterince etkili değil
- Öğretim kalitesi istenilen düzeyde değil
Bunlara rağmen bazı olumlu noktalar mevcut:
- Avrupa’da bazı akademisyenler, politikacılar, iş adamları Türkçe dersine olumlu bakıyorlar.
- Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkçe dil uzmanları arasında bilgi ve yöntem alış verişi yapılabilir.
- Türk hükümeti Türkçe’nin Avrupa’da yabancı dil olarak verilmesinde olumlu tavır alıyor.
Türkçe’nin Avrupa’da hak ettiği yere gelebilmesi için ulaşılması gereken amaçları şöyle sıralayabiliriz:
- Politik destek sağlamak.
Bunun için aşağıdaki gerçeklerin kabul görmesi gerekiyor.
- Türkçe kültürel çeşitliliğe katkıda bulunuyor.
- Ekonomik açıdan Türkçe zenginlik kaynağıdır.
- Türkçe, Türk gençlerinin eğitimdeki başarılarını olumlu yönde etkiler
Yapılması gerekenler konusunda şimdilik söyleyebileceğim birkaç nokta var:
- Avrupa çapında Türkçe eğitimini desteklemek üzere bir iş ağı kurabiliriz.
- Uzmanlar olarak aramızdaki bilgi akışını hızlandırabiliriz.
- Gelecek yıl bu konu ile ilgili bir konferans düzenleyebiliriz.
Aramızda çok değişik ve güzel düşünceleri olan uzmanların olduğuna inanıyorum. Konferans süresince Türkçe’nin geleceği ile ilgili düşüncelerinizi ve önerilerinizi öğreneceğimi ümit ediyorum.
Avrupa'da Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sempozyumu - 25-26 Ekim 2001
"Türkçe’nin Bir Ders Olarak Hollanda Eğitimindeki Yeri"
Tom DUINDAM
Sayın dinleyiciler,
Konuşmama başlamadan önce bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Size ulaşan bilgilerde benim unvanım profesör olarak geçiyor. Ne yazık ki ben profesör değilim. Ben sıradan bir Türkoloğum. Çalıştığım kurum “Citogroep”da dil uzmanı statüsündeyim.
Konuşmamda Türkçe’nin Hollanda ve Avrupa eğitimindeki yeri üzerinde duracağım. Türkçe’nin bir ders olarak güçlü ve zayıf yanlarını açıklayıp düzeltilmesi gereken konular hakkındaki düşüncelerimi aktaracağım.
Önce ana dili olarak Türkçe eğitimi üzerinde duracağım; bu dersi sadece evde Türkçe konuşan (iletişim dili) çocuklar izliyor.
Daha sonra Modern Yabancı Dil olarak Türkçe dersi hakkında bilgi vereceğim. Bu bağlamda Türkiye kökenli olmayan öğrenciler de konumuza dahil edilmiş oluyorlar.
Konuşmamı iki önemli eğitim alanı ile sınırlamak istiyorum:
1. Temel eğitim: Öğrenci kitlesini Türkiye kökenliler oluşturuyorlar.
2.Orta öğretim: Yasada herkese açık olan bu ders (kökenine ve ana diline bakılmaksızın) pratikte çoğunlukla Türkiye kökenliler tarafından izleniyor.
Türkçe’nin Hollanda’daki konumu hakkında tek kelime ile şunu söyleyebilirim: Değişken.
Hollanda, Almanya’dan sonra en çok Türk’ün yaşadığı Avrupa ülkesi. Türkçe konuşanların sayısı tahminen üç yüz binin üzerinde.
Buna rağmen Türkçe’nin okullarda bir yabancı dil olarak verilmesi ciddi kuşkular yaratabiliyor, engellerle karşılaşabiliyor. Politik düzeyde de Türkçe’nin konumu tartışmalı. Politikacılara göre Türkiye kökenli öğrenciler öncelikle Hollandaca’yı öğrenmelidirler. Türkçe öğrenmeyi önemli bulmuyorlar.
Bize göre, Türkçe’nin Hollanda’da bir dil olarak kabul edilmesinin şu yararları var:
- Türkçe’yi önemseyen büyük bir azınlık grubu (Türkiyeliler) ciddiye alınmış olur;
- Kültürel çeşitlilik zenginleşir;
- Türkçe bilmek kişinin iş pazarındaki şansını artırır;
-Avrupalının Türkçe öğrenmesi Türkiye’yi ve Türk kültürü tanınmamaktan kaynaklanan bazı olumsuz düşüncelerin değişmesini sağlayabilir. Böylece toplumsal bütünlüğe katkı sağlanmış olur.
II. TÜRKÇE’NİN STATÜSÜ
Türkçe’nin Hollanda eğitimindeki konumu açıklamak için iki eğitim alanını birkaç faktör başlığı altında irdeledim.
Temel eğitim:
1. Yasal durum: Konuyla ilgili yasa sürekli değişmektedir. Resmi olarak Türkçe bağımsız bir ders olarak kabul edilmesine rağmen, pratikte bu ders sadece Hollandaca öğreniminde yardımcı bir ders olarak görülüyor.
2. Kamu oyu: Ana dili eğitimi Hollanda’da çoğu zaman olumsuz çağrışım yapıyor. Bunu duyanlar “önce Hollandaca öğrensinler” diyorlar.
3. İş ağı : Türkçe öğretmenleri, sendikalara üye olmalarına rağmen, henüz istenilen düzeyde lobi çalışmaları yapamıyorlar.
4. Öğretmenler: Süreç içinde öğretmen olabilmek için istenen koşullar ağırlaştı. Okul müdürleri Türkçe’ye ve dolayısıyla Türkçe öğretmenlerine karşı çok olumsuz tavır alıyorlar. Bunun bir sonucu olarak, öğretmenlerin yüzde kırkı mesleklerini yapamıyor.
5. İstenilen derecede ders araç ve gereçleri bulunmuyor.
- Hedefler: eğitimin hedefleri çok net değil.
- Eğitim programı yok.
6. Sınavlar: Merkezi bir sınav yok. Sınavlar öğretmenlerin takdirine bırakılmış durumda. Görülür bir değerlendirme yapılmadığı için eğitimin kalitesi sürekli tartışılıyor.
7. Genel değerlendirme : Bu eğitim bir kültürel zenginlikten ziyade problem olarak görülüyor. Böyle devam ettiği sürece geleceği pek ümit verici değil.
Orta Öğretim
1. Yasal durum: Hollanda’da yabancı dil eğitimi çok önemlidir. Üniversiteye hazırlık eğitimi veren liselerde bir öğrenci toplam 6 dil dersi görür: Hollandaca, İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince ve Klasik Yunanca. Bu bağlamda Türkçe’nin de bu diller gibi, yani “modern yabancı dil” statüsünde olması çok olumlu bir gelişme.
2. Türkçe’nin modern yabancı dil statüsünde olması kamu oyunda pek bilinmiyor.
3. İş ağı: Küçük bir eğitimci ve öğretmen grubu etkili çalışmalar yapabiliyor.
4. Öğretmenler: Bir öğretmenin konu ile ilgili düşüncesi şöyle: “Kabul edilmek istiyorsan Hollandalı meslektaşlarından en az iki kere daha iyi olmak zorundasın.”
- Öğretmen yetiştirici okul var.
- Öğretmenin hukuksal konumu iyi.
5. İstenilen derecede ders araç ve gereçleri bulunmuyor.
- Hedefler: Diğer yabancı diller için geçerli olan hedefler Türkçe için de geçerli.
- Eğitim programı: Konuyla ilgili çalışmaları var fakat diğer dillerle kıyaslarsak sürekli bir gecikme söz konusu.
6. Sınavlar: Merkezi düzeyde yapılan sınavlarda Türkçe’nin yeri diğer yabancı dillerde olduğu gibi.
7. Genel değerlendirme: Bazı olumsuzluklara rağmen Türkçe’nin orta öğretimdeki konumu ümit vericidir.
Yetişkınler Eğitimi
Yetişkinler eğitiminde Türkçe henüz marjinal bir durumda. Avrupa ve Hollanda’da Türkiye ve Türk Kültürü ile ilgili bilgi eksikliğini dikkate aldığımızda bu grup için verilecek Türkçe dersleri, Türklere karşı var olan önyargıların ortadan kalkmasına katkıda bulunabilir.
III. SONUÇ
Özetle: Türkçe’nin gerek politik düzeyde gerekse kamu oyunda ya olumsuz ya da ilgisiz tavırlarla karşı karşıya kalması Türkçe’nin en büyük problemini oluşturuyor.
Hollanda’da geçerli olan durumun Avrupa’nın diğer ülkelerinde de hemen hemen aynı olduğunu görüyoruz.
Avrupa’da Türkçe’nin sorunlarını şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
- Toplumsal destek az veya hiç yok
- Uluslar arası düzeyde lobi çalışmaları yeterince etkili değil
- Öğretim kalitesi istenilen düzeyde değil
Bunlara rağmen bazı olumlu noktalar mevcut:
- Avrupa’da bazı akademisyenler, politikacılar, iş adamları Türkçe dersine olumlu bakıyorlar.
- Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkçe dil uzmanları arasında bilgi ve yöntem alış verişi yapılabilir.
- Türk hükümeti Türkçe’nin Avrupa’da yabancı dil olarak verilmesinde olumlu tavır alıyor.
Türkçe’nin Avrupa’da hak ettiği yere gelebilmesi için ulaşılması gereken amaçları şöyle sıralayabiliriz:
- Politik destek sağlamak.
Bunun için aşağıdaki gerçeklerin kabul görmesi gerekiyor.
- Türkçe kültürel çeşitliliğe katkıda bulunuyor.
- Ekonomik açıdan Türkçe zenginlik kaynağıdır.
- Türkçe, Türk gençlerinin eğitimdeki başarılarını olumlu yönde etkiler
Yapılması gerekenler konusunda şimdilik söyleyebileceğim birkaç nokta var:
- Avrupa çapında Türkçe eğitimini desteklemek üzere bir iş ağı kurabiliriz.
- Uzmanlar olarak aramızdaki bilgi akışını hızlandırabiliriz.
- Gelecek yıl bu konu ile ilgili bir konferans düzenleyebiliriz.
Aramızda çok değişik ve güzel düşünceleri olan uzmanların olduğuna inanıyorum. Konferans süresince Türkçe’nin geleceği ile ilgili düşüncelerinizi ve önerilerinizi öğreneceğimi ümit ediyorum.
Avrupa'da Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sempozyumu - 25-26 Ekim 2001
"Türkçe’nin Bir Ders Olarak Hollanda Eğitimindeki Yeri"
Tom DUINDAM