KONUŞTURAN SÖZLÜĞÜN GENEL ÖZELLİKLERİ
2007 yılında RTÜK tarafından basılan “Telâffuz Sözlüğü”, alanında bir ilk olması dolayısıyla, eksiklerine rağmen olumlu eleştiriler aldı ve çeşitli önerilerde bulunuldu. Bu önerilerden en önemlisi, vurgularının da belli olacağı yeni bir çalışma yapılması idi. Fonetik yazımı en basite indirgeyen Telaffuz Sözlüğünden sonra hazırlanacak yeni sözlükte, vurguların anlaşılır biçimde gösterilmesi gerekiyordu. Bunun için de yeni baştan çalışma gereği ortaya çıktı. İki yıl gibi bir sürede, Telâffuz Sözlüğündeki tüm kelimeler incelendi, kullanım sıklığı kalmamış kelimelerin yanı sıra okunuşta değişmeyen tek heceliler atıldı, vurgular üzerinde çalışıldı ve yine alanında ilk olan yeni bir sözlük ortaya çıktı.
Bu çalışma, yukarıda belirtildiği gibi Telâffuz Sözlüğünün tüm özelliklerini taşımakla birlikte, ona ek olarak vurguları da anlaşılır bir biçimde belirtmektedir. Yazımlar kımen fonetik olmadığı için Sözlüğün bilimsel değerinin olduğu iddia edilmemekle birlikte, ülkemizdeki söyleyişe yönelik bilimsel çalışmaların son derece eksik veya yetersiz olduğu da bilinen bir gerçektir. Pratik çalışmalar için, elinizdeki sözlükten daha açık ve anlaşılır bir çalışma mevcut değildir.
Bu çalışma, dilimizde mevcut 45 sesin 40’ını alfabemizdeki harflerin büyük-küçük veya aksanlı kullanımıyla okunuş kolaylığı sağlamaktadır. İnce seslerle nispet i’lerine şapka konularak 43 sese ulaşılmış, yarım ve tam vokal uzunluk işaretleriyle de 45 sesin tamamı sözlükte yer almış bulunmaktadır.
Geçiş sesi (~) işaretiyle de profesyonel tiyatrocuların çıkardığı 84 sesin, sesliden sesliye geçişi yoluyla 73’üne ulaşılmaktadır.
Sözlükte, kapalıya yatkın ve açığa yatkın (e) sesleri yer almamıştır. Bu ayrımı yapmanın oldukça zor ve kişiden kişiye, metinden metine, hatta zamandan zamana değişiklik gösterdiği dikkate alınırsa bu seslerin yer almayışı eksiklik olarak görülmez sanıyorum.
Konuşmada dilimizin en önemli unsurlarından olan kelime vurgusu, doğru telâffuzla birlikte sözlüğün temel özelliğini oluşturmuş ve vurgulu sesler koyulaştırılarak yazılmıştır.
Sözlüğün hazırlanmasında, mesleğimizin ilk kursundaki değerli hocalarım ve rahmetle andığım Nadide Köksal ve Müberra Yetkin ile Sayın Yılmaz Tok’un öğretileri önemli bir ışık olmuştur.
Kamus-ı Türkî, Türkçe-Osmanlıca Lûgat, Türkçe sözlükler ve çeşitli ansiklopedilerle edebiyat kitapları ve edebî değeri olan eserlerden IX yararlanarak hazırlanan sözlükteki bazı kelimelerin söyleyişlerinin, aradan geçen uzun yıllar içinde açıklık-kapalılık veya uzunluk-kısalık bakımından değişiklikler gösterdiğini fark ettim. Yıllar önce tam vokal uzun dediğimiz bazı sözcüklerdeki uzunluklar kısalmış, bazı açık ve kapalı e’ler orta e’ye dönüşmüş ve bazı kalın a sesleri de açık a haline gelmiştir.
Hatta bazı sözcüklerin anlamları dahi değişime uğramıştır. Tek kökten eklerle türetilmiş veya tamlama durumuna getirilmiş ve Osmanlı Türkçesinden intikal eden bazı kelimelerdeki ilk hece vurgusunun, sık kullanımdan dolayı yer değiştirdiğini bu sözlüğü hazırlarken fark ettim. Bu da sözcüklerin olduğu kadar söyleyiş biçimlerinin de gelişen ve değişen bir olgu olduğunun kanıtı olarak önümüze çıkmaktadır.
Kısa anlamları ve vurguları belirtilmiş okunuşlarıyla sunduğum 15 bini aşkın sözcüğün, seslendirmelerde önemli bir kolaylık sağlayacağını düşünüyorum.
Gözden kaçan yanlışlıklar veya yazım hatalarına karşı yapacağınız uyarılar, sözlüğün gelecek baskıları için elbette ışık tutacaktır.
Başka bir örneği bulunmayan “Vurgulu Telâffuz Sözlüğü”, bundan sonraki benzer çalışmalara da zemin hazırlayacaktır.
Öğrencilerimin önerileriyle “Konuşturan Sözlük” adını verdiğimiz Vurgulu Telâffuz Sözlüğünün hazırlanması sırasında, açıklamalarla ilgili bölümü gözden geçiren Spiker arkadaşım Fehiman Çakmakçı’ya, sözlüğün bir kısmını kontrol eden ve önerilerde bulunan Prof. Dr. Hamza Zülfikar’a, IPA işaretleriyle ilgili bölüm için Prof. Dr. Handan Yavuz’a ve sözlüğü baştan aşağı gözden geçirip gerekli düzeltmeleri yapan Spiker arkadaşım Jülide Sönmez’e teşekkür ediyorum. Yararlı olmasını temennisiyle saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Şener METE Mart 2009