G İ R İ Ş
SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte, bu birliğe bağlı 15 cumhuriyette de bağımsızlık hareketleri başlamıştır. Bir yandan, bağımsız cumhuriyetler dünya coğrafyasındaki yerlerini alırlarken, öte yandan, çeşitli bayraklar altında yaşamakta olan uluslar, en azından özerklik statüsü elde edebilmek için, mücadeleye girişmişlerdir.
Moldova, SSCB’nden ayrılıp bağımsız bir devlet olurken, bu ülkenin güneyindeki Bucak Bölgesi’nde yaşayan Gagauz Türkleri de, yaşadıkları bölgeyi “Bağımsız Gagauz Cumhuriyeti” ilân etmişlerdir. 19 Ağustos 1990 tarihinde kurulan bu küçük Devleti Türkiye de dahil, hiçbir ülke tanımamış, üstelik, Moldova Cumhuriyeti, Gagauzlar’a karşı büyük baskılar uygulamaya başlamıştır. Bu baskılar, silahlı çatışma ortamına da gelmiş, fakat, sağduyulu Moldovalı ve Gagauzlar, kan dökülmesini önlemişlerdir.
Bağımsız Gagauz Cumhuriyeti, Halk Topluluğu (Meclisi) ve Cumhurbaşkanını seçmiş, Bakanlar Kurulunu oluşturmuş ve faaliyetlere başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti ise, “Moldova Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu” dünya kamuoyuna ilân etmiş, Gagauzlar’a da, Moldova ile diyalog önermiştir.
Uzun süren müzakereler neticesinde, Moldova Parlamentosu’nun 23 Aralık 1994 tarihinde kabul ettiği bir yasa ile, Bucak Bölgesi’nde “Gagauz Yeri Özerk Bölgesi” kuruldu.
1995 ve 1999 yıllarında iki kez genel seçimlerin yapıldığı Gagauziye’de bugün, çok partili, demokratik bir sistem giderek gelişmektedir. Geniş bir özerkliğe sahip olan Gagauziye’nin Bakan gibi çalışan Daire Müdürleri, 35 kişilik Halk Toplumu (Parlamentosu), halk tarafından doğrudan seçilen bir Başkanı bulunmaktadır.
2000 bin nüfuslu Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde yaşayan Gagauzlar’ın sayıları, genel nüfusun % 80’i dolayındadır. Öteki nüfus ise Rus, Moldovalı, Ukraynalı, Bulgar v.b. halklardan oluşmaktadır. Aslında, yeryüzünde yaşayan Gagauzlar’ın sayıları bu kadar değildir. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Türkiye ve başka ülkelerde yaşayan Gagauzlar da vardır. Bu ülkelerde yaşayanlarla birlikte, yeryüzündeki Gagauzların sayıları yarım milyonu geçmektedir.
ANA DİLİNDE EĞİTİM
SSCB sisteminin ana amacı, tek tip bir Sovyet vatandaşı yaratmaktı. Bu nedenle Rusça ortak dil olacak, giderek ana diller unutturulacaktı. Nitekim, Gagauzlar uzun yıllar ana dillerinde eğitim yapabilme olanağından mahrum kaldılar. Ancak, halk, özellikle kırsal kesimde yaşayan Gagauzlar, ana dilleri olan Türkçe’yi korumayı bildiler.
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nin kurulmasıyla birlikte, Gagauz aydınları, alfabe ve gramer oluşturulması, okullarda eğitimin Gagauz Türkçe’siyle yapılması amacıyla girişimler başlattılar.
Büyük Atatürk’ün vurguladığı gibi, “...Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin.
Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” (İmer 1998:53).
Cumhuriyetle birlikte Türkiye, Atatürk’ün düşünceleri doğrultusunda, dil sorununu çözümlemiş, Türk Dilindeki yabancı sözcüklerin yerini, öz Türkçe sözcükler almıştır. Şimdi sıra Gagauz Türklerindedir. “Toplumda her işin başında dil gelmektedir. Ana dili toplumun alt yapısının sağlam olmasını sağlamaktadır. Bu yüzdendir ki, uygar toplumlar ana dilini, onun korunması ve geliştirilmesine, kullanılmasına özel önem göstermektedir. Çok uluslu ortamlarda ise ana dilinin kullanılması beraber yaşayan ulusal toplulukların varlığı ve mutlu geleceği için en önemli temeli oluşturmaktadır” (Mazbeg 2000:6).
Çok uluslu bir ülke olan Moldova’da Romence, Rusça, Gagauzca, Bulgarca, Ukraynaca, Romanca vb. yüzyıllar boyunca birlikte kullanılan diller olmuştur. Ne var ki, bunlardan Rusça ve Moldovanca (Romence) zorunlu dil olarak kullanılırken, öteki diller yerel dil olarak kalmıştır.
1957-1990 YILLARIN ARASINDA EĞİTİM
Ana dillerinin unutturulması ve Rusça’nın tek dil olarak yaygınlaştırılması politikaları doğrultusunda, Kiril Alfabesi de, tüm SSCB’nde yaygınlaştırıldı. SSCB’ni oluşturan cumhuriyetler, kendi dillerine uygun alfabeler geliştirirken, Gagauzlar gibi, etnik azınlıklar, Rus alfabesiyle eğitim yapmak zorunda kaldılar. Bu konuda, 1957 yılı, bir dönemeç oldu. Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu 30 Temmuz 1957 tarihinde kabul ettiği bir kanunla, Gagauz Alfabesinin oluşturulmasına olanak sağladı. Bunun üzerine dil uzmanları Dionis Tanasoğlu ile L.Pokrovskaya, Kiril harfiyle Gagauz Alfabesini hazırladılar. Bu alfabeyle hazırlanan kitaplar okullarda kullanılırken, kimi gazetelerin Gagauz sayfalarında da bu alfabeyle yayınlar yapıldı. Keza, kimi Gagauz yazarların da aynı alfabeyle kitapları basıldı.
“Gagauz Otonom Cumhuriyeti’nin Parlamentosu 29 Ocak 1993’de Latin alfabesine geçme kararı almış, fakat uygulanması konusunda biraz yavaş hareket edilmiştir. Bir yandan Komrat’ta bulunan Gagauz Araştırma Merkezi’nde Pokrovskaya’nın başkanlığında kurulan bir komisyon çalışmalar yaparken öbür yandan Kişinev’deki aydınların desteklediği Tanasoğlu, Gaydarcı ve Koltsa’nın hazırladıkları alfabe taslağı Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu’nda 13 Mayıs 1993 tarihinde yapılan toplantıda 1421-XII sayılı kararla kabul edilmiştir. Bu yeni alfabe Ana Sözü Gazetesi’nin Latin alfabesiyle çıkan ilk sayısında (25 Eylül 1993) yayımlanmıştır. Yeni iktidara gelen Gagauz Halk Meclisi 26 Ocak 1996 tarihinde “Gagauz dilinin Latin alfabesine geçirilmesi” kararını onaylamış, 01 Eylül 1996’dan itibaren Gagauz okullarında resmen Latin alfabesine geçilmiştir (Güngör-Argunşah 1998:53).
Ancak, bir kısım aydınlar da dahil kimi Gagauzlar, Latin alfabesine geçiş kararına karşı çıkmışlar ve bunu gerekçe olarak da, Kiril alfabesiyle basılmış olan kitapların Lâtince’ye aktarılmasının gerektireceği parasal gereksinim, Ruslar, Gagauz dilini bilmedikleri için onlara sesimizi duyuramamak, yeni kuşakların Rusça'ya öğrenemeyecekleri ve bilenlerin de unutacakları v.b. gibi bahaneler gösterilmiştir. Oysa ki, Türkiye Cumhuriyeti, Arap alfabesini bırakıp Lâtin’e geçmekle dilde önemli gelişmeler sağlamış olup, olumlu bir örnek olarak, Gagauzlar’ın önünde durmaktadır. Zira, “Latin yazısıyla Türkçe’deki sesler ve sesbirimleri ile yazıbirimleri arasında çoğunlukla bire bir bir çakışma sağlanmıştır” (İmer 1:57).
Ne yazık ki, Gagauz dili gramerini hazırlamakla görevli iki bilim adamının anlaşamayışları yüzünden, Latin alfabesine geçiş, iki yıl gecikmeyle sağlanabilmiştir. Bu bilim adamlarından ikisinin de ayrı ayrı gramer oluşturup, bunları broşür halinde bastırarak dağıtmaları, dil öğretmenleri arasında ikilem yaratmış, her öğretmen, kendilerine göre benimsedikleri gramer üzerinden ders vermiştir. Bu durum, bugün de bir kaos halinde devam etmektedir. O kadar ki, nerede ise her yazarın, ozanın ve bilim adamının kendine göre bir grameri bulunmaktadır. Bu nedenledir ki, henüz, edebi dilde birlik sağlanabilmiş değildir.
İki bilim adamının anlamsız ve zararlı sürtüşmeleri (üzerine, Moldova Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından hazırlattırılan “Orfografiya Hem Punktuatiya Kuralları” (Gramer ve Noktalama Kuralları) kitapçığı Gagauziye’deki tüm okullara gönderilerek eğitimin bu kitapçık esaslarına göre yapılması talimatı verilmiştir.
EĞİTİM KURUMLARI
Gagauz Dili’nin öğretilmesi ve geliştirilmesi ile ilgili olarak;
1. Komrat Devlet Üniversitesi Milli Fakülteye bağlı Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümü,
2. İ. Krenga Adına Kişinev Pedagoji Enstitüsü Gagauz ve Roman Dili ve Edebiyatı Bölümü,
3. Komrat Öğretmen Koleji,
4. Moldova Bilimler Akademisi Azınlıklar Enstitüsü Gagauzoloji Bölümü,
5. Kişinev Türk Lisesi,
6. Çadır Gagauz-Türk Lisesi,
7. Kongaz Süleyman Demirel Lisesi
faaliyette bulunmaktadır. Ayrıca 1999 yılından bu yana çocuk bahçelerinde (kreşlerde) küçük çocuklara Gagauzca öğretilmektedir. Bugün Gagauziye’deki 66 çocuk bahçesinde 5168 çocuk eğitilmekte ve geleceğe hazırlanmaktadır.
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde halen, şu okullarda eğitim görülmektedir;
1. İlkokul : 3 okulda toplam 988 öğrenci
2. Ortaokul : 29 okulda toplam 21468 öğrenci
3. Gimnaziy : 12 okulda toplam 4090 öğrenci
4. Lise : 12 okulda toplam 6967 öğrenci
Bu 56 okulda 32626 çocuk öğrenim görmekte olup, bunlardan 29483 Gagauz çocuğu, ana dillerinde eğitim-öğrenim görmektedir. Bütün bu okullardan başka Sevetli’deki Teknik Ziraat Koleji’ni de Gagauziye’deki okullar listesine kaydetmek gerekir. Ancak, bu kolejde şimdilik Gagauzca öğrenim verilmemektedir.
Öte yandan, eğitim ve öğretimde birliği sağlamak için Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından bir Kurikulum (tedrisat programı) hazırlanmıştır. Burada 1-9. Sınıflarda okutulan kitaplarda yer alması gereken hususlar açık ve ayrıntılı bir biçimde gösterilmektedir. Yine Bakanlığın ilgili birimi tarafından, dil bilginlerine ders kitapları hazırlattırılıp, T.C. ve Dünya Bankasından sağlanan parasal destekle bastırılmakta ve okullara dağıtılmaktadır.
Gagauz gramerine uygun olarak hazırlanıp basılan dil ve edebiyat kitaplarının dışında, yine ders kitabı olarak matematik kitabı da bastırılmıştır. Ancak bu kitap, Romence’den Gagauzca’ya tercüme edilmiştir. Keza öteki ders kitapları da Romence’den çevrilerek yayımlanacaktır.
Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Gagauz dilinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla her yıl, öğretmenlere yönelik;
-Gagauz dili Latin alfabesine geçerken yeni gramer ve noktalama kurallarının uygulanması,
-Gagauz dilinin literatura normları,
-Mihail Çakır ve bugünkü Gagauz dili,
-Millî okul perspektifleri,
-Gagauz dilinin sorunları.
gibi konularda seminerler düzenlemekte, bu seminerlerde yeni bilgilerin alınmasının yanılıra, öğretmenler arasında tartışma ortamı da yaratılmaktadır. Böylelikle, dilde en doğru yolun bulunmasına çalışılmaktadır.
Öte yandan Gagauziye’nin başkenti Komrat’ta, her yıl, öğrenciler arasında bilgi yarışmaları düzenlenmektedir. Gagauz dilinin doğru kullanılması açısından bu yarışmaların yararlı olduğu muhakkaktır. Bakanlıkta, Gagauz Eğitiminden sorumlu şubenin müdürlüğünü yapan Anna Stoletnaya bu konuda şöyle yazmaktadır: “Olimpiadalar (yarışmalar) gösterer ki, üreniciler bilerler doğru kullanma ana dilimizi, becerenler açıklama onun yardımının herbir kendi fikrini, becerirler hem salabilirler kendi üsek duyguların, ürek dalgalanmasını, can sıcaklığını, çalışırlar herbirinin sözüne söz bulma, kendi sözünü kurma lazımmı erde başkasının sözünü doldurma” (Stoletnaya).
EĞİTİME KATKIDA BULUNAN KURULUŞLAR
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde, Gagauz dilinde eğitime katkıda bulunmak amacı ile, 1999 yılında, merkezi Komrat’ta olan “Gagauz Yazarlar Birliği” kuruldu. Gagauz şair ve yazarların çoğunun üye olduğu bu Birlik çatısı altında, öğrenci seviyesindeki genç şâir ve yazarların yer aldıkları "İlizler”adlı bir de gençler topluluğu oluşturuldu. Ayrıca, Kişinev’deki Moldova Yazarlar Birliği bünyesindeki Gagauz Şubesi’nin de yararlı olduğunu kaydetmek gerekir.
Gagauzlar için Kişinev ve Komrat’ta iki kütüphane açık bulunmaktadır. Kişinev’deki “Mihail Çakır Adına Gagauz Halk Kütüphanesi” ile, merkezi Ankara’da olan Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA)’nın Komrat’ta açmış olduğu “Atatürk Kütüphanesi”nin, eğitime, özellikle Türkçe-Gagauzca’nın gelişimine katkıları büyüktür. Bu iki kütüphanede, zaman zaman düzenlenmekte olan kültürel toplantıların da son derece yararlı olduğunu belirtmek isteriz. Özellikle, kimi toplantıların, tartışmaya açık olması, Gagauz gençlerinin zihinlerindeki kimi soru işaretlerinin ortadan kalkmasının sağlanması çok önemlidir.
TİKA’nın parasal, TRT’nin eğitsel ve teknik destekleriyle Komrat’ta kurulmuş olan Gagauz Radyo ve Televizyonu, henüz beklenen ve arzulanan yararı sağlayamamaktadır. Çünkü, Gagauzca verilen haberlerin dışında, ana dilinde yapılan yayın yok denecek kadar azdır. Televizyonda zaman zaman yayımlanan “Ana tarafım” adlı program örneği programların sürelerinin arttırılması, Gagauz dilinin yaygınlaşması ve doğru öğrenilmesi açısından yararlı olacaktır. Ne yazık ki radyo ve televizyondaki Gagauzca yayınlar, genel yayın programlarının % 5’i dolayındadır. Televizyonun, muayyen saatlerde TRT televizyon kanalına bağlanması, kuşkusuz çok yararlıdır. Ancak, bağlanılan kanalın seçimi ve yayın saatlerine bakıldığında bunun kerhen (!) yapılmakta olduğu izlenimini vermektedir. Oysa özellikle televizyon çalışanları defalarca, Türkiye’ye davet edilerek (ve de tüm masrafları karşılanarak) gerekli eğitimi almışlardır. Buna rağmen Gagauzca yayın konusundaki çekimserliğin nedeni olarak “Acaba dinleyici-seyirci olmaz mı? ... Türkler, bizi Türkleştirmek mi istiyorlar?...” gibi anlamsız gerekçeler öne sürülmekte ve ne yazık ki, Gagauziye’yi yönetenler de bu kuşkulara katılmaktadır!...
Gagauzca basının, eğitime katkılarını da kaydetmek gerekir. Kişinev’de yayımlanan “Ana Sözü” ve Gagauziye’de yayımlanan “Gagauz Sesi” gazeteleri; “Sabah Yıldızı” adlı etnik, bilim, kültür, tarih dergisi; “Güneşçik” ve “Kırlangıç” adlı çocuk dergileri, ana dilinin gelişimi açısından önemli yararlar sağlamaktadır. Fakat başlangıçta tirajı 50 bine çıkan Ana Sözü gazetesiyle, öteki yayınların bugün, çok az sayıda basılmaları, satışa sunulmamaları, belirli kimi kişi ve kuruluşların dışında, Gagauzların bu yayınlara ulaşamamaları, bu yayınlardan beklenen yararı sağlayamamaktadır. Üstelik, yayınlardaki dil, gramer ve imla hataları ise, dilin doğru öğrenilmesini güçleştirmektedir. TİKA’nın parasal desteğiyle yayımlanan bu gazete ve dergiler, maalesef süreli bir yayın haline gelememişlerdir.
Bu arada, 2001 yılının ortalarında, Gagauziye yönetimine bağlı “Bilimsel Araştırmalar Merkezi” kuruldu. Bu Merkezin ana amacı, Gagauz halkının tarihini, kültürünü incelemek; Gagauz dili ve edebiyatı üzerine bilimsel araştırmalar yaparak, eğitim kurumlarını bilgilendirmek ve yönlendirmektir. Yeni kurulan bu Merkezin başına Gagauz tarih bilgini Doç. Dr.Mariya Maruneviç’in getirilmesi, Merkez’den beklenilen yararlar konusunda umut vericidir.
SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI
1. Gagauziye’nin bugün için en önemli sorunu, ekonomik sıkıntıdır. Bu sorun, kuşkusuz, eğitim faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir, 1999-2000 Eğitim yılında okulların sadece % 30’unda esaslı bir tamirat yapılabilmiştir. % 56’sında kısmî onarım, % 12’sinde ise badana ve boya gibi düzenlemeler sağlanabilmiştir. Ne yazık ki, okulların çoğunda ısıtma tesisatı yoktur, olanlar onarıma ve tadilata muhtaçtır. Bu durum özellikle kış aylarında, eğitimin sağlıklı gelişimini engellemektedir.
2. Son saptamalara göre; okulların % 67’sinde, çeşitli branşlarda öğretmen açığı bulunmaktadır. 1999 yılının sonunda öğretmenlerin % 59’u 7-8 aylık maaşlarını, % 30’u ise 6 aylık maaşlarını alamamışlardı (Varban, Rudik a 1999: 13). Esasen öğretmenlerin aldıkları maaşlar çok azdır ve bu nedenle öğretmenlerin çoğu yoksulluk sınırındadır. Ek gelir sağlayamayanlar öğretmenlik mesleğini bir yana bırakarak, daha çok kazanıp, ailelerini geçindirebilecek düzeyde bir gelir elde edebilmek amacıyla başka ülkelere göç etmektedir. Gagauz dilini iyi bilen öğretmenler, özellikle İstanbul’a giderek (deyim yerindeyse) hizmetçilik yapmaktadır. Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan ve başka Avrupa ülkelerine giden öğretmenler de vardır. 01 Eylül 1999 tarihindeki saptamaya göre sadece Vulkaneş kentinden 43 öğretmen ve 18 çocuk bahçesi eğitmeni görevlerini bırakarak başka işlerde ve iş yerlerinde çalışmaya başladılar.
3. Aile reislerinin ekonomik sıkıntıları, kimi çocukları da olumsuz etkilemiş ve başarısızlığa sürüklemiştir. Aşağıdaki tablo, bu durumun ne denli hazin olduğunu ortaya koymaktadır (Varban, Pudik, 1999: 14).
Bölge - Okuldan kovulan Öğrenci sayısı - %
Komrat 754 48
Çadır 683 49
Vulkaneş 238 51
Bu olumsuz durumun acilen önlenmesi için gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin, geçmişte yaşanılan benzeri olayların nasıl aşılabildiğinin araştırılıp incelenmesinden bunlardan yararlanılması gerekmektedir.
4. Okul kitaplarının hazırlanmasında son derece titiz davranılmalıdır. Ne yazık ki kitapların hazırlığı belirli bir sisteme göre yapılmamaktadır. Oysa ki Gagauz Bölgesi, bir Avrupa ülkesi olan Moldova içindedir ve coğrafya ister istemez Gagauzları da Avrupalı yapmaktadır.
O halde, ders kitaplarının da Avrupa standartlarına uygun şekilde hazırlanması gerekir. Eğitim ve bilim Bakanlığı, kitapların hazırlanması için bir kişiyi değil, en azından üç kişilik komisyonları görevlendirmelidir. Böylelikle ders kitaplarında yer alan metinlerin seçiminde da daha dikkatli olunacağı muhakkaktır (Kuroğlu 2001:14-15).
5. Bugüne kadar Gagauz tarihi yazılmamıştır. Dolayısıyla okullarda Gagauz Tarihi dersi yoktur. Gagauz yöneticileri bu konuda, Türk Tarih Kurumu’ndan yardım talep etmiştir. Türk Tarih Kurumu Başkanı ve üyeleri, Moldova tarihçileri ile birlikte Kişinev’de, 2001 yılı başlarında bir araya gelerek bu konu üzerinde durmuşlardır. Yeni kurulan Gagauz Bilimsel Araştırma Merkezi’nin de katılımıyla, Gagauz Türkleri’ni Türk Dünyası ile bütünleştirecek bir tarih kitabının acilen yazılıp yayımlanması ve okullarda okutulması zorunludur.
6. Sovyet sistemi, ana dilini yok etmeye yönelik olduğu için, Gagauzlar kendi aralarında ana dillerini kullanmış olsalar bile, eğitim dili ve edebi dil olarak Gagauzca ortadan kalkmıştır. Bu nedenle, öncelikle, Gagauz çocuklarına Gagauzca öğretecek öğretmenler yetiştirmek gerekmektedir. Yukarıda adları sıralanan okullardan, özellikle Öğretmen Kolejinden mezun olan gençler, köy ve kasaba okullarında öğretici olarak görev almaktadır... Gagauz milli üniversitesi olarak 1991 yılında kurulan Komrat Devlet Üniversitesi’nin 4 Fakültesi vardır. Bunlar; Ziraat Fakültesi, İktisat Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Milli Fakülte’dir. Bu fakültelerde bilimsel eğitim dili Rusça ağırlıklıdır (Kayha 2001: 26). Sadece Millî Fakültede Moldovan (Romen), Bulgar ve Gagauz Dili Edebiyatı Bölümleri bulunmaktadır. Diğer fakültelerde ise Gagauz Dili seçmeli bir ders durumundadır... Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümünde yeterli ve yetenekli öğretim görevlisi olmadığı gibi, bilimsel kariyeri olan öğretim üyesi de yoktur. Oysa, Gagauz öğrenciler ve ne yazık ki bu bölümdeki öğretmenler, Gagauz dilini yeterli seviyede bilmedikleri gibi, öğretmen becerileri de yoktur. Buna rağmen gerek Komrat Devlet Üniversitesi’nden, gerekse Kişinev’deki İ.Krenga Adına Pedagoji Enstitüsü’nden mezun olan Gagauz gençler, köy okullarında öğretmenlik yapmaktadır. Yeterli düzeyde yetişmeyen bir öğretmenin, ne denli öğretmenlik yapabileceği kuşkusuz tartışılabilecek bir husustur. KDÜ, bu arada yüksek lisans ve doktora sınavları yapmaya yeltenmekte, fakat tez programlarını yönlendirip yönetecek bilimsel kariyeri sahip öğretim elemanı olmadığından, bu girişimler sonuçsuz kalmaktadır. Sevinerek öğrendik ki, 2000 yılında KDÜ Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan 3 öğrenci, açılan sınavı kazanarak Moldova Bilimler Akademisi Gagazoloji Bölümü’nde yüksek lisans çalışmasına başlamışlardır.
7. Gagauziye’de, “Gagauzca eğitimden çocuklar ne kazanacaklar? Gagauzca kime lâzım? Rusça, Moldovanca vb. eğitim alsınlar ki, gelecekleri daha parlak olsun..” gibi olumsuz propagandalar yapılmaktadır. Bu propagandalar önemli ölçüde etkili olmakta, ebeveynler, çocuklarının Gagauz dilinde eğitim almalarına sıcak bakmamaktadır. Ne yazık ki Gagauziye’yi yönetenler de ana dili konusunda son derece pasiftirler. Ayrıca, Gagauz okullarının birçoğunda müdürler, Gagauzlar arasından değil, başka milletlere mensup öğretmenler arasından seçilmektedir. Tüm bu durumlar ana dilinde eğitim konusundaki sıkıntıları yaratmaktadır.
8. Memnuniyet verici husus odur ki; Moldova Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Gagauziye’deki okullarda 1. Sınıftan 8. Sınıfa kadar ana dilinde eğitim yapılmasını istemekte ve bunu teşvik etmektedir. 8. Sınıfı bitiren öğrenciye ise, arzu ettiği branşta ve dilde eğitimini sürdürme özgürlüğü tanınmaktadır. Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi, kimi okulların müdürleri ve hatta öğretmenleri, bakanlığın kararlarına karşı adeta, gizli bir direnç göstermekte, çocuklara öncelikle Rusça eğitim vermektedir.
. Moldova’nın bağımsızlık, Gagauziye’nin özerklik kazanmasıyla birlikte, Gagauzların da, Moldovalılarla birlikte Latin alfabesine geçmeleri gerekirdi. Bu gecikerek yapıldı. Alfabe ve gramer konusunda, Gagauz bilim adamları yıllarca anlaşamadılar ve bu yüzden Latin alfabesiyle eğitimin başlayışı gecikti. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçtiği aşamalar ve deneyimler ortada dururken; Gagauzların da doğrudan Türkiye Türkçesiyle (alfabesi ve gramerini de alarak) eğitime başlamalarında yarar vardır. Bu yapılsaydı, bugün Türkiye’de basılan bir kitabı okuyup anlayabilmek mümkün olacak, Türkiye’de okutulan ders kitapları, Gagauziye’de okutulabilecekti. Zararın neresinden dönülürse kârdır düşüncesinden hareketle, Gagauziye’yi yönetenlerin Türk Dünyası ortak alfabesini kabul ederek, T.C.’nin desteğiyle yeni bir düzenlemeye gitmelerinde büyük yarar olacaktır.
10. SSCB’nin dağılmasıyla birlikte, Gagauzlar iki ayrı devletin sınırları içerisinde kalmışlardır. Moldova Cumhuriyeti’ndeki Gagauzlar, kendi özerk yönetimlerini kurarlarken, Ukrayna Gagauzları bu şansı elde edememişlerdir. Gagauziye’de Latin alfabesi kabul edilip eğitim bu alfabeyle yapılırken, Ukrayna Gagauzları halâ kiril alfabesiyle eğitim yapmak mecburiyetindedirler. Sayıları 60-70 bin dolayında olan Ukrayna Gagauzlarının da, Gagauziye’deki eğitim sistemine kavuşabilmelerini teminen öncelikle Gagauziye ve Moldova’nın yardımları gerekir. Ukraynalı Gagauz gençlerinin Komrat Devlet Üniversitesi ile İ. Krenga Pedagojisi Enstitüsü’nde öğrenim görmeleri, T.C.’ndeki üniversitelerde onlar için kontenjanlar ayrılması, uzun vadede de olsa Moldova ve Ukrayna Gagauzları arasındaki çelişkili durumu ortadan kaldıracaktır.
11. Türkiye’nin ayırdığı kontenjan uyarınca, yüksek öğrenim, yüksek lisans ve doktora için Türkiye’ye giden Gagauz gençleri, Türkiye’de bir yıl Türkçe öğrenimi görmektedir. Bunun, Türkiye’de değil de Türkiye’den gönderilecek bir ya da birkaç öğretim elemanı tarafından Gagauziye’deki Komrat Devlet Üniversitesi’nde yapılması, Türkiye sınavını kazanamayacak olan gençler için de yararı olacaktır.
12. Türkiye’nin yanı sıra, Orta Asya ve Azerbaycan’daki üniversitelerin de, Gagauz öğrencilere burs kontenjanı ayırması, Gagauz gençlerinin Türk Dünyasını tanımalarını sağlayacaktır. Özellikle Türkiye’nin katkılarıyla kurulmuş olan Kırgızistan’daki Manas ve Kazakistan’daki Ahmet Yesevi üniversitelerinde görecekleri eğitim-öğretim, Gagauz gençleri için yararlı olacaktır.
13. Gagauz dili ile ilgili sözlük gereksinimi vardır. Özellikle terminoloji sözlükleri yoktur. Türk Dil Kurumu’nun katkılarıyla, terminoloji sözlüklerinin hazırlanması ve yayımlanması sağlanmalıdır.
14. Komrat Devlet Üniversitesinde görevli öğretim elemanlarının Türkiye’deki bilimsel toplantılara katılmalarında yarar vardır. Ayrıca, bütün öğretim elemanları her yıl, bilgi ve görgülerini artırmak amacıyla Türkiye’ye davet edilmeleri, Türkiye’deki batı sistemi yüksek öğrenim tekniğini Gagauziye’ye taşımalarına yol açacaktır.
15. Gagauz okullarında başta Türkiye olmak üzere, Türk Dünyası tarihi ve kültürü, ders olarak okutulmalıdır. Çünkü Türk Dünyasını yeterince tanıyacak olan bir Gagauz genci, kendisinin Türk Dünyası ağacının bir dalı olduğunu kabul edecektir.
16. Geçen yıl açılan Türkoloji Bölümü’nün, Komrat Devlet Üniversitesi yönetimince kapatılmış olması, büyük kayıptır. Bu üniversitede, Türk Dili ve Edebiyatı eğitiminin hemen başlatılmasında ve bunun T.C. YÖK tarafından desteklenmesinde sayısız yararlar vardır.
17. Lisans, yüksek lisans ve doktora için Türkiye’ye giden Gagauz gençleri, bir daha Gagauziye’ye dönmemektedir. Bunun nedeni, Moldova’daki ekonomik durumun son derece kötü oluşu ve T.C.’nde daha çok para kazanılarak, daha iyi bir yaşama ortamına kavuşmakta oluşlarıdır.
18. Yakın tarihte Türkiye’de, “Vatandaş Türkçe Konuş…” kampanyası açılmış ve bunun yararı görülmüştür. Bunun gibi, Gagauziye’de de “Vatandaş Gagauzca-Türkçe Konuş...” kampanyası açılmalı ve Gagauzlar, birbirleriyle ve kendileri için yaptıkları toplantılarda Gagauzca konuşmalıdır. Ne yazık ki hala, iki Gagauz yan yana geldiklerinde, daha kolay ve pratik olduğu inancıyla, kendi aralarında Rusça konuşmayı tercih etmektedir. Ne yazık ki bu durum, sadece Gagauzlar’da değil, SSCB’nde yaşayan, öteki bütün Türk topluluklarında da aynıdır.
KAYNAKÇA
Güngör, H.-M.Argunşah. (1998). Gagauzlar-Gagauz Türklerinin etnik yapısı, nüfusu, dili, dini, folkloru hakkında bir araştırma. İstanbul.
İmer, Prof. Dr. Kâmile. (1998). Türkiye’de Dil Planlaması: Türk Dil Devrimi. Ankara: Kültür Bakanlığı. 6-53
Kayhan, N. (2001) Japonya ve Batıyı Yükselten Temel Değerlerin ve Gagauzya’nın Kalkınma Sorunları. “Sabaa Yıldızı” (Der.) 14/2001.26
Kuroğlu, S. (2001). Gagauz Kültürü Hakkında Düşünceler “Sabaa Yıldızı”. 15/2001.17
Muzbeğ, İ. (2000). “Kosova’nın Yeniden yapılanmasında Türk Dili ve Yazısının Halk Eşitliği.
BAY (Aktüel, Kültür, Sanat Dergisi). 54/2000.6
Stoletnaya, A.”Gagauz Dilin Üretmesi Şimdiki Zamanda” Moldova Eğitim ve İlim Bakanlığı Azınlıklar Dairesi Gagauz Şubesi Müdürünün hazırladığı, yayımlanmamış rapor.
Varban, S.-A.Rudik.(1999). “Tselostnaya obrazovatelnaya sistema na regionalnom urovne (Bölge seviyesinde eğitim sistemi). Sbornik Nauçnıh Trudov, 2 cilt. Komrat: 13-14
SSCB’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte, bu birliğe bağlı 15 cumhuriyette de bağımsızlık hareketleri başlamıştır. Bir yandan, bağımsız cumhuriyetler dünya coğrafyasındaki yerlerini alırlarken, öte yandan, çeşitli bayraklar altında yaşamakta olan uluslar, en azından özerklik statüsü elde edebilmek için, mücadeleye girişmişlerdir.
Moldova, SSCB’nden ayrılıp bağımsız bir devlet olurken, bu ülkenin güneyindeki Bucak Bölgesi’nde yaşayan Gagauz Türkleri de, yaşadıkları bölgeyi “Bağımsız Gagauz Cumhuriyeti” ilân etmişlerdir. 19 Ağustos 1990 tarihinde kurulan bu küçük Devleti Türkiye de dahil, hiçbir ülke tanımamış, üstelik, Moldova Cumhuriyeti, Gagauzlar’a karşı büyük baskılar uygulamaya başlamıştır. Bu baskılar, silahlı çatışma ortamına da gelmiş, fakat, sağduyulu Moldovalı ve Gagauzlar, kan dökülmesini önlemişlerdir.
Bağımsız Gagauz Cumhuriyeti, Halk Topluluğu (Meclisi) ve Cumhurbaşkanını seçmiş, Bakanlar Kurulunu oluşturmuş ve faaliyetlere başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti ise, “Moldova Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu” dünya kamuoyuna ilân etmiş, Gagauzlar’a da, Moldova ile diyalog önermiştir.
Uzun süren müzakereler neticesinde, Moldova Parlamentosu’nun 23 Aralık 1994 tarihinde kabul ettiği bir yasa ile, Bucak Bölgesi’nde “Gagauz Yeri Özerk Bölgesi” kuruldu.
1995 ve 1999 yıllarında iki kez genel seçimlerin yapıldığı Gagauziye’de bugün, çok partili, demokratik bir sistem giderek gelişmektedir. Geniş bir özerkliğe sahip olan Gagauziye’nin Bakan gibi çalışan Daire Müdürleri, 35 kişilik Halk Toplumu (Parlamentosu), halk tarafından doğrudan seçilen bir Başkanı bulunmaktadır.
2000 bin nüfuslu Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde yaşayan Gagauzlar’ın sayıları, genel nüfusun % 80’i dolayındadır. Öteki nüfus ise Rus, Moldovalı, Ukraynalı, Bulgar v.b. halklardan oluşmaktadır. Aslında, yeryüzünde yaşayan Gagauzlar’ın sayıları bu kadar değildir. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Türkiye ve başka ülkelerde yaşayan Gagauzlar da vardır. Bu ülkelerde yaşayanlarla birlikte, yeryüzündeki Gagauzların sayıları yarım milyonu geçmektedir.
ANA DİLİNDE EĞİTİM
SSCB sisteminin ana amacı, tek tip bir Sovyet vatandaşı yaratmaktı. Bu nedenle Rusça ortak dil olacak, giderek ana diller unutturulacaktı. Nitekim, Gagauzlar uzun yıllar ana dillerinde eğitim yapabilme olanağından mahrum kaldılar. Ancak, halk, özellikle kırsal kesimde yaşayan Gagauzlar, ana dilleri olan Türkçe’yi korumayı bildiler.
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nin kurulmasıyla birlikte, Gagauz aydınları, alfabe ve gramer oluşturulması, okullarda eğitimin Gagauz Türkçe’siyle yapılması amacıyla girişimler başlattılar.
Büyük Atatürk’ün vurguladığı gibi, “...Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin.
Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır” (İmer 1998:53).
Cumhuriyetle birlikte Türkiye, Atatürk’ün düşünceleri doğrultusunda, dil sorununu çözümlemiş, Türk Dilindeki yabancı sözcüklerin yerini, öz Türkçe sözcükler almıştır. Şimdi sıra Gagauz Türklerindedir. “Toplumda her işin başında dil gelmektedir. Ana dili toplumun alt yapısının sağlam olmasını sağlamaktadır. Bu yüzdendir ki, uygar toplumlar ana dilini, onun korunması ve geliştirilmesine, kullanılmasına özel önem göstermektedir. Çok uluslu ortamlarda ise ana dilinin kullanılması beraber yaşayan ulusal toplulukların varlığı ve mutlu geleceği için en önemli temeli oluşturmaktadır” (Mazbeg 2000:6).
Çok uluslu bir ülke olan Moldova’da Romence, Rusça, Gagauzca, Bulgarca, Ukraynaca, Romanca vb. yüzyıllar boyunca birlikte kullanılan diller olmuştur. Ne var ki, bunlardan Rusça ve Moldovanca (Romence) zorunlu dil olarak kullanılırken, öteki diller yerel dil olarak kalmıştır.
1957-1990 YILLARIN ARASINDA EĞİTİM
Ana dillerinin unutturulması ve Rusça’nın tek dil olarak yaygınlaştırılması politikaları doğrultusunda, Kiril Alfabesi de, tüm SSCB’nde yaygınlaştırıldı. SSCB’ni oluşturan cumhuriyetler, kendi dillerine uygun alfabeler geliştirirken, Gagauzlar gibi, etnik azınlıklar, Rus alfabesiyle eğitim yapmak zorunda kaldılar. Bu konuda, 1957 yılı, bir dönemeç oldu. Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu 30 Temmuz 1957 tarihinde kabul ettiği bir kanunla, Gagauz Alfabesinin oluşturulmasına olanak sağladı. Bunun üzerine dil uzmanları Dionis Tanasoğlu ile L.Pokrovskaya, Kiril harfiyle Gagauz Alfabesini hazırladılar. Bu alfabeyle hazırlanan kitaplar okullarda kullanılırken, kimi gazetelerin Gagauz sayfalarında da bu alfabeyle yayınlar yapıldı. Keza, kimi Gagauz yazarların da aynı alfabeyle kitapları basıldı.
“Gagauz Otonom Cumhuriyeti’nin Parlamentosu 29 Ocak 1993’de Latin alfabesine geçme kararı almış, fakat uygulanması konusunda biraz yavaş hareket edilmiştir. Bir yandan Komrat’ta bulunan Gagauz Araştırma Merkezi’nde Pokrovskaya’nın başkanlığında kurulan bir komisyon çalışmalar yaparken öbür yandan Kişinev’deki aydınların desteklediği Tanasoğlu, Gaydarcı ve Koltsa’nın hazırladıkları alfabe taslağı Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu’nda 13 Mayıs 1993 tarihinde yapılan toplantıda 1421-XII sayılı kararla kabul edilmiştir. Bu yeni alfabe Ana Sözü Gazetesi’nin Latin alfabesiyle çıkan ilk sayısında (25 Eylül 1993) yayımlanmıştır. Yeni iktidara gelen Gagauz Halk Meclisi 26 Ocak 1996 tarihinde “Gagauz dilinin Latin alfabesine geçirilmesi” kararını onaylamış, 01 Eylül 1996’dan itibaren Gagauz okullarında resmen Latin alfabesine geçilmiştir (Güngör-Argunşah 1998:53).
Ancak, bir kısım aydınlar da dahil kimi Gagauzlar, Latin alfabesine geçiş kararına karşı çıkmışlar ve bunu gerekçe olarak da, Kiril alfabesiyle basılmış olan kitapların Lâtince’ye aktarılmasının gerektireceği parasal gereksinim, Ruslar, Gagauz dilini bilmedikleri için onlara sesimizi duyuramamak, yeni kuşakların Rusça'ya öğrenemeyecekleri ve bilenlerin de unutacakları v.b. gibi bahaneler gösterilmiştir. Oysa ki, Türkiye Cumhuriyeti, Arap alfabesini bırakıp Lâtin’e geçmekle dilde önemli gelişmeler sağlamış olup, olumlu bir örnek olarak, Gagauzlar’ın önünde durmaktadır. Zira, “Latin yazısıyla Türkçe’deki sesler ve sesbirimleri ile yazıbirimleri arasında çoğunlukla bire bir bir çakışma sağlanmıştır” (İmer 1:57).
Ne yazık ki, Gagauz dili gramerini hazırlamakla görevli iki bilim adamının anlaşamayışları yüzünden, Latin alfabesine geçiş, iki yıl gecikmeyle sağlanabilmiştir. Bu bilim adamlarından ikisinin de ayrı ayrı gramer oluşturup, bunları broşür halinde bastırarak dağıtmaları, dil öğretmenleri arasında ikilem yaratmış, her öğretmen, kendilerine göre benimsedikleri gramer üzerinden ders vermiştir. Bu durum, bugün de bir kaos halinde devam etmektedir. O kadar ki, nerede ise her yazarın, ozanın ve bilim adamının kendine göre bir grameri bulunmaktadır. Bu nedenledir ki, henüz, edebi dilde birlik sağlanabilmiş değildir.
İki bilim adamının anlamsız ve zararlı sürtüşmeleri (üzerine, Moldova Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından hazırlattırılan “Orfografiya Hem Punktuatiya Kuralları” (Gramer ve Noktalama Kuralları) kitapçığı Gagauziye’deki tüm okullara gönderilerek eğitimin bu kitapçık esaslarına göre yapılması talimatı verilmiştir.
EĞİTİM KURUMLARI
Gagauz Dili’nin öğretilmesi ve geliştirilmesi ile ilgili olarak;
1. Komrat Devlet Üniversitesi Milli Fakülteye bağlı Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümü,
2. İ. Krenga Adına Kişinev Pedagoji Enstitüsü Gagauz ve Roman Dili ve Edebiyatı Bölümü,
3. Komrat Öğretmen Koleji,
4. Moldova Bilimler Akademisi Azınlıklar Enstitüsü Gagauzoloji Bölümü,
5. Kişinev Türk Lisesi,
6. Çadır Gagauz-Türk Lisesi,
7. Kongaz Süleyman Demirel Lisesi
faaliyette bulunmaktadır. Ayrıca 1999 yılından bu yana çocuk bahçelerinde (kreşlerde) küçük çocuklara Gagauzca öğretilmektedir. Bugün Gagauziye’deki 66 çocuk bahçesinde 5168 çocuk eğitilmekte ve geleceğe hazırlanmaktadır.
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde halen, şu okullarda eğitim görülmektedir;
1. İlkokul : 3 okulda toplam 988 öğrenci
2. Ortaokul : 29 okulda toplam 21468 öğrenci
3. Gimnaziy : 12 okulda toplam 4090 öğrenci
4. Lise : 12 okulda toplam 6967 öğrenci
Bu 56 okulda 32626 çocuk öğrenim görmekte olup, bunlardan 29483 Gagauz çocuğu, ana dillerinde eğitim-öğrenim görmektedir. Bütün bu okullardan başka Sevetli’deki Teknik Ziraat Koleji’ni de Gagauziye’deki okullar listesine kaydetmek gerekir. Ancak, bu kolejde şimdilik Gagauzca öğrenim verilmemektedir.
Öte yandan, eğitim ve öğretimde birliği sağlamak için Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından bir Kurikulum (tedrisat programı) hazırlanmıştır. Burada 1-9. Sınıflarda okutulan kitaplarda yer alması gereken hususlar açık ve ayrıntılı bir biçimde gösterilmektedir. Yine Bakanlığın ilgili birimi tarafından, dil bilginlerine ders kitapları hazırlattırılıp, T.C. ve Dünya Bankasından sağlanan parasal destekle bastırılmakta ve okullara dağıtılmaktadır.
Gagauz gramerine uygun olarak hazırlanıp basılan dil ve edebiyat kitaplarının dışında, yine ders kitabı olarak matematik kitabı da bastırılmıştır. Ancak bu kitap, Romence’den Gagauzca’ya tercüme edilmiştir. Keza öteki ders kitapları da Romence’den çevrilerek yayımlanacaktır.
Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Gagauz dilinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla her yıl, öğretmenlere yönelik;
-Gagauz dili Latin alfabesine geçerken yeni gramer ve noktalama kurallarının uygulanması,
-Gagauz dilinin literatura normları,
-Mihail Çakır ve bugünkü Gagauz dili,
-Millî okul perspektifleri,
-Gagauz dilinin sorunları.
gibi konularda seminerler düzenlemekte, bu seminerlerde yeni bilgilerin alınmasının yanılıra, öğretmenler arasında tartışma ortamı da yaratılmaktadır. Böylelikle, dilde en doğru yolun bulunmasına çalışılmaktadır.
Öte yandan Gagauziye’nin başkenti Komrat’ta, her yıl, öğrenciler arasında bilgi yarışmaları düzenlenmektedir. Gagauz dilinin doğru kullanılması açısından bu yarışmaların yararlı olduğu muhakkaktır. Bakanlıkta, Gagauz Eğitiminden sorumlu şubenin müdürlüğünü yapan Anna Stoletnaya bu konuda şöyle yazmaktadır: “Olimpiadalar (yarışmalar) gösterer ki, üreniciler bilerler doğru kullanma ana dilimizi, becerenler açıklama onun yardımının herbir kendi fikrini, becerirler hem salabilirler kendi üsek duyguların, ürek dalgalanmasını, can sıcaklığını, çalışırlar herbirinin sözüne söz bulma, kendi sözünü kurma lazımmı erde başkasının sözünü doldurma” (Stoletnaya).
EĞİTİME KATKIDA BULUNAN KURULUŞLAR
Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde, Gagauz dilinde eğitime katkıda bulunmak amacı ile, 1999 yılında, merkezi Komrat’ta olan “Gagauz Yazarlar Birliği” kuruldu. Gagauz şair ve yazarların çoğunun üye olduğu bu Birlik çatısı altında, öğrenci seviyesindeki genç şâir ve yazarların yer aldıkları "İlizler”adlı bir de gençler topluluğu oluşturuldu. Ayrıca, Kişinev’deki Moldova Yazarlar Birliği bünyesindeki Gagauz Şubesi’nin de yararlı olduğunu kaydetmek gerekir.
Gagauzlar için Kişinev ve Komrat’ta iki kütüphane açık bulunmaktadır. Kişinev’deki “Mihail Çakır Adına Gagauz Halk Kütüphanesi” ile, merkezi Ankara’da olan Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA)’nın Komrat’ta açmış olduğu “Atatürk Kütüphanesi”nin, eğitime, özellikle Türkçe-Gagauzca’nın gelişimine katkıları büyüktür. Bu iki kütüphanede, zaman zaman düzenlenmekte olan kültürel toplantıların da son derece yararlı olduğunu belirtmek isteriz. Özellikle, kimi toplantıların, tartışmaya açık olması, Gagauz gençlerinin zihinlerindeki kimi soru işaretlerinin ortadan kalkmasının sağlanması çok önemlidir.
TİKA’nın parasal, TRT’nin eğitsel ve teknik destekleriyle Komrat’ta kurulmuş olan Gagauz Radyo ve Televizyonu, henüz beklenen ve arzulanan yararı sağlayamamaktadır. Çünkü, Gagauzca verilen haberlerin dışında, ana dilinde yapılan yayın yok denecek kadar azdır. Televizyonda zaman zaman yayımlanan “Ana tarafım” adlı program örneği programların sürelerinin arttırılması, Gagauz dilinin yaygınlaşması ve doğru öğrenilmesi açısından yararlı olacaktır. Ne yazık ki radyo ve televizyondaki Gagauzca yayınlar, genel yayın programlarının % 5’i dolayındadır. Televizyonun, muayyen saatlerde TRT televizyon kanalına bağlanması, kuşkusuz çok yararlıdır. Ancak, bağlanılan kanalın seçimi ve yayın saatlerine bakıldığında bunun kerhen (!) yapılmakta olduğu izlenimini vermektedir. Oysa özellikle televizyon çalışanları defalarca, Türkiye’ye davet edilerek (ve de tüm masrafları karşılanarak) gerekli eğitimi almışlardır. Buna rağmen Gagauzca yayın konusundaki çekimserliğin nedeni olarak “Acaba dinleyici-seyirci olmaz mı? ... Türkler, bizi Türkleştirmek mi istiyorlar?...” gibi anlamsız gerekçeler öne sürülmekte ve ne yazık ki, Gagauziye’yi yönetenler de bu kuşkulara katılmaktadır!...
Gagauzca basının, eğitime katkılarını da kaydetmek gerekir. Kişinev’de yayımlanan “Ana Sözü” ve Gagauziye’de yayımlanan “Gagauz Sesi” gazeteleri; “Sabah Yıldızı” adlı etnik, bilim, kültür, tarih dergisi; “Güneşçik” ve “Kırlangıç” adlı çocuk dergileri, ana dilinin gelişimi açısından önemli yararlar sağlamaktadır. Fakat başlangıçta tirajı 50 bine çıkan Ana Sözü gazetesiyle, öteki yayınların bugün, çok az sayıda basılmaları, satışa sunulmamaları, belirli kimi kişi ve kuruluşların dışında, Gagauzların bu yayınlara ulaşamamaları, bu yayınlardan beklenen yararı sağlayamamaktadır. Üstelik, yayınlardaki dil, gramer ve imla hataları ise, dilin doğru öğrenilmesini güçleştirmektedir. TİKA’nın parasal desteğiyle yayımlanan bu gazete ve dergiler, maalesef süreli bir yayın haline gelememişlerdir.
Bu arada, 2001 yılının ortalarında, Gagauziye yönetimine bağlı “Bilimsel Araştırmalar Merkezi” kuruldu. Bu Merkezin ana amacı, Gagauz halkının tarihini, kültürünü incelemek; Gagauz dili ve edebiyatı üzerine bilimsel araştırmalar yaparak, eğitim kurumlarını bilgilendirmek ve yönlendirmektir. Yeni kurulan bu Merkezin başına Gagauz tarih bilgini Doç. Dr.Mariya Maruneviç’in getirilmesi, Merkez’den beklenilen yararlar konusunda umut vericidir.
SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI
1. Gagauziye’nin bugün için en önemli sorunu, ekonomik sıkıntıdır. Bu sorun, kuşkusuz, eğitim faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir, 1999-2000 Eğitim yılında okulların sadece % 30’unda esaslı bir tamirat yapılabilmiştir. % 56’sında kısmî onarım, % 12’sinde ise badana ve boya gibi düzenlemeler sağlanabilmiştir. Ne yazık ki, okulların çoğunda ısıtma tesisatı yoktur, olanlar onarıma ve tadilata muhtaçtır. Bu durum özellikle kış aylarında, eğitimin sağlıklı gelişimini engellemektedir.
2. Son saptamalara göre; okulların % 67’sinde, çeşitli branşlarda öğretmen açığı bulunmaktadır. 1999 yılının sonunda öğretmenlerin % 59’u 7-8 aylık maaşlarını, % 30’u ise 6 aylık maaşlarını alamamışlardı (Varban, Rudik a 1999: 13). Esasen öğretmenlerin aldıkları maaşlar çok azdır ve bu nedenle öğretmenlerin çoğu yoksulluk sınırındadır. Ek gelir sağlayamayanlar öğretmenlik mesleğini bir yana bırakarak, daha çok kazanıp, ailelerini geçindirebilecek düzeyde bir gelir elde edebilmek amacıyla başka ülkelere göç etmektedir. Gagauz dilini iyi bilen öğretmenler, özellikle İstanbul’a giderek (deyim yerindeyse) hizmetçilik yapmaktadır. Rusya, Ukrayna, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan ve başka Avrupa ülkelerine giden öğretmenler de vardır. 01 Eylül 1999 tarihindeki saptamaya göre sadece Vulkaneş kentinden 43 öğretmen ve 18 çocuk bahçesi eğitmeni görevlerini bırakarak başka işlerde ve iş yerlerinde çalışmaya başladılar.
3. Aile reislerinin ekonomik sıkıntıları, kimi çocukları da olumsuz etkilemiş ve başarısızlığa sürüklemiştir. Aşağıdaki tablo, bu durumun ne denli hazin olduğunu ortaya koymaktadır (Varban, Pudik, 1999: 14).
Bölge - Okuldan kovulan Öğrenci sayısı - %
Komrat 754 48
Çadır 683 49
Vulkaneş 238 51
Bu olumsuz durumun acilen önlenmesi için gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin, geçmişte yaşanılan benzeri olayların nasıl aşılabildiğinin araştırılıp incelenmesinden bunlardan yararlanılması gerekmektedir.
4. Okul kitaplarının hazırlanmasında son derece titiz davranılmalıdır. Ne yazık ki kitapların hazırlığı belirli bir sisteme göre yapılmamaktadır. Oysa ki Gagauz Bölgesi, bir Avrupa ülkesi olan Moldova içindedir ve coğrafya ister istemez Gagauzları da Avrupalı yapmaktadır.
O halde, ders kitaplarının da Avrupa standartlarına uygun şekilde hazırlanması gerekir. Eğitim ve bilim Bakanlığı, kitapların hazırlanması için bir kişiyi değil, en azından üç kişilik komisyonları görevlendirmelidir. Böylelikle ders kitaplarında yer alan metinlerin seçiminde da daha dikkatli olunacağı muhakkaktır (Kuroğlu 2001:14-15).
5. Bugüne kadar Gagauz tarihi yazılmamıştır. Dolayısıyla okullarda Gagauz Tarihi dersi yoktur. Gagauz yöneticileri bu konuda, Türk Tarih Kurumu’ndan yardım talep etmiştir. Türk Tarih Kurumu Başkanı ve üyeleri, Moldova tarihçileri ile birlikte Kişinev’de, 2001 yılı başlarında bir araya gelerek bu konu üzerinde durmuşlardır. Yeni kurulan Gagauz Bilimsel Araştırma Merkezi’nin de katılımıyla, Gagauz Türkleri’ni Türk Dünyası ile bütünleştirecek bir tarih kitabının acilen yazılıp yayımlanması ve okullarda okutulması zorunludur.
6. Sovyet sistemi, ana dilini yok etmeye yönelik olduğu için, Gagauzlar kendi aralarında ana dillerini kullanmış olsalar bile, eğitim dili ve edebi dil olarak Gagauzca ortadan kalkmıştır. Bu nedenle, öncelikle, Gagauz çocuklarına Gagauzca öğretecek öğretmenler yetiştirmek gerekmektedir. Yukarıda adları sıralanan okullardan, özellikle Öğretmen Kolejinden mezun olan gençler, köy ve kasaba okullarında öğretici olarak görev almaktadır... Gagauz milli üniversitesi olarak 1991 yılında kurulan Komrat Devlet Üniversitesi’nin 4 Fakültesi vardır. Bunlar; Ziraat Fakültesi, İktisat Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Milli Fakülte’dir. Bu fakültelerde bilimsel eğitim dili Rusça ağırlıklıdır (Kayha 2001: 26). Sadece Millî Fakültede Moldovan (Romen), Bulgar ve Gagauz Dili Edebiyatı Bölümleri bulunmaktadır. Diğer fakültelerde ise Gagauz Dili seçmeli bir ders durumundadır... Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümünde yeterli ve yetenekli öğretim görevlisi olmadığı gibi, bilimsel kariyeri olan öğretim üyesi de yoktur. Oysa, Gagauz öğrenciler ve ne yazık ki bu bölümdeki öğretmenler, Gagauz dilini yeterli seviyede bilmedikleri gibi, öğretmen becerileri de yoktur. Buna rağmen gerek Komrat Devlet Üniversitesi’nden, gerekse Kişinev’deki İ.Krenga Adına Pedagoji Enstitüsü’nden mezun olan Gagauz gençler, köy okullarında öğretmenlik yapmaktadır. Yeterli düzeyde yetişmeyen bir öğretmenin, ne denli öğretmenlik yapabileceği kuşkusuz tartışılabilecek bir husustur. KDÜ, bu arada yüksek lisans ve doktora sınavları yapmaya yeltenmekte, fakat tez programlarını yönlendirip yönetecek bilimsel kariyeri sahip öğretim elemanı olmadığından, bu girişimler sonuçsuz kalmaktadır. Sevinerek öğrendik ki, 2000 yılında KDÜ Gagauz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan 3 öğrenci, açılan sınavı kazanarak Moldova Bilimler Akademisi Gagazoloji Bölümü’nde yüksek lisans çalışmasına başlamışlardır.
7. Gagauziye’de, “Gagauzca eğitimden çocuklar ne kazanacaklar? Gagauzca kime lâzım? Rusça, Moldovanca vb. eğitim alsınlar ki, gelecekleri daha parlak olsun..” gibi olumsuz propagandalar yapılmaktadır. Bu propagandalar önemli ölçüde etkili olmakta, ebeveynler, çocuklarının Gagauz dilinde eğitim almalarına sıcak bakmamaktadır. Ne yazık ki Gagauziye’yi yönetenler de ana dili konusunda son derece pasiftirler. Ayrıca, Gagauz okullarının birçoğunda müdürler, Gagauzlar arasından değil, başka milletlere mensup öğretmenler arasından seçilmektedir. Tüm bu durumlar ana dilinde eğitim konusundaki sıkıntıları yaratmaktadır.
8. Memnuniyet verici husus odur ki; Moldova Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Gagauziye’deki okullarda 1. Sınıftan 8. Sınıfa kadar ana dilinde eğitim yapılmasını istemekte ve bunu teşvik etmektedir. 8. Sınıfı bitiren öğrenciye ise, arzu ettiği branşta ve dilde eğitimini sürdürme özgürlüğü tanınmaktadır. Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi, kimi okulların müdürleri ve hatta öğretmenleri, bakanlığın kararlarına karşı adeta, gizli bir direnç göstermekte, çocuklara öncelikle Rusça eğitim vermektedir.
. Moldova’nın bağımsızlık, Gagauziye’nin özerklik kazanmasıyla birlikte, Gagauzların da, Moldovalılarla birlikte Latin alfabesine geçmeleri gerekirdi. Bu gecikerek yapıldı. Alfabe ve gramer konusunda, Gagauz bilim adamları yıllarca anlaşamadılar ve bu yüzden Latin alfabesiyle eğitimin başlayışı gecikti. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçtiği aşamalar ve deneyimler ortada dururken; Gagauzların da doğrudan Türkiye Türkçesiyle (alfabesi ve gramerini de alarak) eğitime başlamalarında yarar vardır. Bu yapılsaydı, bugün Türkiye’de basılan bir kitabı okuyup anlayabilmek mümkün olacak, Türkiye’de okutulan ders kitapları, Gagauziye’de okutulabilecekti. Zararın neresinden dönülürse kârdır düşüncesinden hareketle, Gagauziye’yi yönetenlerin Türk Dünyası ortak alfabesini kabul ederek, T.C.’nin desteğiyle yeni bir düzenlemeye gitmelerinde büyük yarar olacaktır.
10. SSCB’nin dağılmasıyla birlikte, Gagauzlar iki ayrı devletin sınırları içerisinde kalmışlardır. Moldova Cumhuriyeti’ndeki Gagauzlar, kendi özerk yönetimlerini kurarlarken, Ukrayna Gagauzları bu şansı elde edememişlerdir. Gagauziye’de Latin alfabesi kabul edilip eğitim bu alfabeyle yapılırken, Ukrayna Gagauzları halâ kiril alfabesiyle eğitim yapmak mecburiyetindedirler. Sayıları 60-70 bin dolayında olan Ukrayna Gagauzlarının da, Gagauziye’deki eğitim sistemine kavuşabilmelerini teminen öncelikle Gagauziye ve Moldova’nın yardımları gerekir. Ukraynalı Gagauz gençlerinin Komrat Devlet Üniversitesi ile İ. Krenga Pedagojisi Enstitüsü’nde öğrenim görmeleri, T.C.’ndeki üniversitelerde onlar için kontenjanlar ayrılması, uzun vadede de olsa Moldova ve Ukrayna Gagauzları arasındaki çelişkili durumu ortadan kaldıracaktır.
11. Türkiye’nin ayırdığı kontenjan uyarınca, yüksek öğrenim, yüksek lisans ve doktora için Türkiye’ye giden Gagauz gençleri, Türkiye’de bir yıl Türkçe öğrenimi görmektedir. Bunun, Türkiye’de değil de Türkiye’den gönderilecek bir ya da birkaç öğretim elemanı tarafından Gagauziye’deki Komrat Devlet Üniversitesi’nde yapılması, Türkiye sınavını kazanamayacak olan gençler için de yararı olacaktır.
12. Türkiye’nin yanı sıra, Orta Asya ve Azerbaycan’daki üniversitelerin de, Gagauz öğrencilere burs kontenjanı ayırması, Gagauz gençlerinin Türk Dünyasını tanımalarını sağlayacaktır. Özellikle Türkiye’nin katkılarıyla kurulmuş olan Kırgızistan’daki Manas ve Kazakistan’daki Ahmet Yesevi üniversitelerinde görecekleri eğitim-öğretim, Gagauz gençleri için yararlı olacaktır.
13. Gagauz dili ile ilgili sözlük gereksinimi vardır. Özellikle terminoloji sözlükleri yoktur. Türk Dil Kurumu’nun katkılarıyla, terminoloji sözlüklerinin hazırlanması ve yayımlanması sağlanmalıdır.
14. Komrat Devlet Üniversitesinde görevli öğretim elemanlarının Türkiye’deki bilimsel toplantılara katılmalarında yarar vardır. Ayrıca, bütün öğretim elemanları her yıl, bilgi ve görgülerini artırmak amacıyla Türkiye’ye davet edilmeleri, Türkiye’deki batı sistemi yüksek öğrenim tekniğini Gagauziye’ye taşımalarına yol açacaktır.
15. Gagauz okullarında başta Türkiye olmak üzere, Türk Dünyası tarihi ve kültürü, ders olarak okutulmalıdır. Çünkü Türk Dünyasını yeterince tanıyacak olan bir Gagauz genci, kendisinin Türk Dünyası ağacının bir dalı olduğunu kabul edecektir.
16. Geçen yıl açılan Türkoloji Bölümü’nün, Komrat Devlet Üniversitesi yönetimince kapatılmış olması, büyük kayıptır. Bu üniversitede, Türk Dili ve Edebiyatı eğitiminin hemen başlatılmasında ve bunun T.C. YÖK tarafından desteklenmesinde sayısız yararlar vardır.
17. Lisans, yüksek lisans ve doktora için Türkiye’ye giden Gagauz gençleri, bir daha Gagauziye’ye dönmemektedir. Bunun nedeni, Moldova’daki ekonomik durumun son derece kötü oluşu ve T.C.’nde daha çok para kazanılarak, daha iyi bir yaşama ortamına kavuşmakta oluşlarıdır.
18. Yakın tarihte Türkiye’de, “Vatandaş Türkçe Konuş…” kampanyası açılmış ve bunun yararı görülmüştür. Bunun gibi, Gagauziye’de de “Vatandaş Gagauzca-Türkçe Konuş...” kampanyası açılmalı ve Gagauzlar, birbirleriyle ve kendileri için yaptıkları toplantılarda Gagauzca konuşmalıdır. Ne yazık ki hala, iki Gagauz yan yana geldiklerinde, daha kolay ve pratik olduğu inancıyla, kendi aralarında Rusça konuşmayı tercih etmektedir. Ne yazık ki bu durum, sadece Gagauzlar’da değil, SSCB’nde yaşayan, öteki bütün Türk topluluklarında da aynıdır.
KAYNAKÇA
Güngör, H.-M.Argunşah. (1998). Gagauzlar-Gagauz Türklerinin etnik yapısı, nüfusu, dili, dini, folkloru hakkında bir araştırma. İstanbul.
İmer, Prof. Dr. Kâmile. (1998). Türkiye’de Dil Planlaması: Türk Dil Devrimi. Ankara: Kültür Bakanlığı. 6-53
Kayhan, N. (2001) Japonya ve Batıyı Yükselten Temel Değerlerin ve Gagauzya’nın Kalkınma Sorunları. “Sabaa Yıldızı” (Der.) 14/2001.26
Kuroğlu, S. (2001). Gagauz Kültürü Hakkında Düşünceler “Sabaa Yıldızı”. 15/2001.17
Muzbeğ, İ. (2000). “Kosova’nın Yeniden yapılanmasında Türk Dili ve Yazısının Halk Eşitliği.
BAY (Aktüel, Kültür, Sanat Dergisi). 54/2000.6
Stoletnaya, A.”Gagauz Dilin Üretmesi Şimdiki Zamanda” Moldova Eğitim ve İlim Bakanlığı Azınlıklar Dairesi Gagauz Şubesi Müdürünün hazırladığı, yayımlanmamış rapor.
Varban, S.-A.Rudik.(1999). “Tselostnaya obrazovatelnaya sistema na regionalnom urovne (Bölge seviyesinde eğitim sistemi). Sbornik Nauçnıh Trudov, 2 cilt. Komrat: 13-14
Avrupa'da Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sempozyumu - 25-26 Ekim 2001
"Moldova-Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde Gagauz Türkçesi ile Eğitimde Karşılaşılan Sorunlar"
Yard. Doç. Dr. Fedora ARNAUT