Hava çok soğuktu, ne gidecek bir yeri ne de dertleşecek bir arkadaşı vardı. Elleri ceplerinde şehrin parkına doğru yürüyordu ki son derece pahalı bir araba ani bir frenle yanında durdu. Kapısı açıldı...
Yaklaşık otuz yaşındaki, çok yakışıklı, giysilerinden anlaşıldığına göre zengin bir insan şaşkınlık içinde” Arabadan kim çıkacak acaba? Benden ne isteyecek?” diye düşünerek eklemeye başladı. Arabadaki insan kendisini hiç bekletmeden çıktı, ama arabasından uzaklaşmadı, dışarıdaki adamı çağırdı. O adamın bütün korkuları gözlerindeydi. Zaten üç aydan beri hiç uyumuyordu ve oldukça halsizdi. Arabaya yaklaştı, ama sadece tek bir cümle duydu: “Kızını görmek istersen yarın bu saatte tam bu yerde ol! Yanında hiç kimse olmasın, sadece para, yoksa…” O anda insan hemen arabaya oturdu ve gözden kayboldu.
Dışarıdaki insanın ismi Hakan’dı. Genç, yakışıklı, başarılı ve zengin bir insandı. Evliydi, karısı da en güzel kadınlarından biriydi. Tek bir kızı vardı. Çok mutlu bir hayat geçiriyorlardı. Beş yaşındaki kız her gün ebeveynlerine yeni sürprizler hazırlıyordu, ya şiirler söylüyordu ya da resimler çiziyordu. Her gün annesini ve babasını hediyelerle sevindiriyordu, onların yüzündeki gülümsemelerin sebebi oluyordu. Ne yazık ki bu mutluluk çok uzun sürmeyecekti.
Gıpta eden, kıskanan insanlar o ailenin bu neşeli hayatını bozmaya kararlıydı ve kızı kaçırdılar. O günden sonra Hakan’ın ve karısının hem huzuru hem de mutluluğu kaybolmuştu. Üç ay her gün kızlarını aradılar ne uyudular ne yemek yediler.
O gün Hakan gezerken düşünüyordu ama ne yapması gerektiğini bilemiyordu, aniden önünde araba durdu...
Yazan:Alina ADILBEKOVA (Türkçe öğreniminde 4. ay)
Okutman: Ethem Bilen
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi
2012-2013 Hazırlık Sınıfı Öğrencisi
Türkçe Öğreniminde
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için