(Hem ... hem bağlacı, geniş zaman, şimdiki zaman, tamlayan durumu, belirli geçmiş zaman)
NASRETTİN HOCA-l
Nasrettin Hoca, fıkralarıyla meşhur bir halk filozofudur. Onun fıkraları insanı hem güldürür hem düşündürür.
Nasrettin Hoca bir gün eşeğini kaybeder ve onu bulmak için aramaya başlar. Oraya bakar, buraya bakar, eşek yok. Nasrettin Hoca hem şarkı söyler hem eşeğini arar. Bir komşusu onu görür ve "Hoca, ne yapıyorsun?" diye sorar. Hoca, "Dün eşeğimi kaybettim, onu arıyorum." der. Komşusu: "Hocam hem şarkı söylüyorsun hem arıyorsun, böyle şey olur mu?" der. O zaman Hoca, komşusuna şöyle cevap verir: "Eve baktım, tarlaya baktım, bahçeye baktım, yoktu, ama son bir ümidim var. Şu dağın arkasına bakmadım. Eşeğim belki şu dağın arkasındadır." der. Komşusu: "O dağın arkasında yoksa ne yapacaksın?" diye sorar. Hoca, "işte o zaman hem ağlayacağım hem arayacağım."