Evrensel bir dil haline gelen Türkçe'yi öğrenmek için dünyanın çok farklı ülke ve bölgelerinden gelen talepleri dikkate alan Yunus Emre Enstitüsü, bilgisayar teknolojisi altyapısı kuruyor.
Uzaktan Türkçe Öğretim yöntemleriyle isteyen herkesin Türkçeyi öğrenmesi için başlatılan çalışmalar devam ediyor. Merkezi Ankara'da bulunan Yunus Emre Enstitüsü yetkilileri, İstanbul medyası ile bir araya geldi. Beylerbeyi Sarayı Bahçesi'nde düzenlenen kahvaltılı toplantıda Enstitü'nün çalışmaları hakkında bilgi veren Yunus Emre Vakfı ve Yunus Emre Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi, internet yoluyla dünyanın neresinde olursa olsun isteyen herkese Türkçe eğitimi vereceklerini söyledi.
Bugüne kadar çeşitli ülkelerdeki kültür merkezlerinde 15 bin kişiye Türkçe öğrettiklerini belirten Prof. Develi. “İnternetten uzaktan öğretim projesi hayata geçtiğinde sayı probleminin ortadan kalkacak, isteyen ve sisteme giren herkes Türkçe öğrenebilecek” dedi.
Dünyanın 26 ülkesindeki 32 Yunus Emre Kültür Merkezi'nde verilen Türkçe kurslarının yanı sıra Avrupa ülkeleri , Balkanlar ve Afrika'daki çocuklar için resimli eğitici kitap hazırladıklarını kaydeden Prof. Hayati Develi, “Yunus Emre Kültür Merkezi sayısını yakında 40'a çıkarmayı hedefliyoruz. Talep ülkelerden geliyor. “Biz onlara, size Türkçe öğretelim demiyoruz. Onlar talep ediyorlar” dedi. Türk dizilerinin, Türkçenin Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde yayılmasına katkı sağladığını da kaydeden Prof. Develi, sadece dizileri seyrederek Türkçe öğrenen insanlarla karşılaştıklarını belirtti. Prof. Develi, bu konuda da şunları söyledi:
“Diziler sayesinde Balkanlarda, Ortağdoğu'da eskiden Türkçe bilip de unutanlar yeniden Türkçeyi hatırlıyor. Balkan ülkelerinde Türkçe bilmek şehirli olmak anlamına geliyor. Türkçe bilmeyene köylü gözüyle bakıyorlar. Diziler ayrıca, Türk hayat tarzını, kültürünü yansıtması bakımından da önemli bir değer olarak öne çıkıyor.” Enstitü olarak, Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye'nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğu geliştirmek olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ekonomik gücü arttıkça Türkçenin talep edilen bir dil haline geldiğini belirten Prof. Develi, özellikle SSCB'nin dağılmasından sonra Türkçeye rağbetin arttığını söyledi. 2007 yılında kurulan Yunus Emre Vakfı bünyesinde 2009 yılında Yunus Emre Enstitüsünün kurulduğunu belirten Prof. Develi, Yunus Emre ile ilgili bir çalışmaları olmadığını, kuruluş gayelerinin Türkçe öğrenimini yaygınlaştırmak ve Türk kültürünü tanıtmak olduğunu belirtti. Bir ülkenin kültürünün tanınmasının o ülkeye prestij ve ekonomik olarak katkı sağladığını kaydeden Prof. Develi, Kore örneğini verdi. Korelilerin kültürünü tanıtmak için büyük çaba sarf ettiğini, kültürleri iyi tanınmadığı için de paralarının değerinin düşük olduğuna dikkat çekti.
Prof. Develi, Türkçe yeterlilik sınavı yaptıklarını, yurt dışında kurslara katılan insanların Türkçeyi ne kadar öğrendiklerini belgelediklerini, YÖK'ün de bu belgeyi kabul ettiğini söyledi. Türkçe eğitiminin yanı sıra Türk kültürünü dünyada tanıtmaya çok önem verdiklerini , Balkanlarda Türk el zanatlarının ihyası için proje başlattıklarını sözlerine ekleyen Prof. Develi, şöyle konuştu:
"Bosna'da eski el zanaatlarını yeniden canlandırmak için çalışma başlattık. Bosna çarşısında yeniden çekiç sesleri gelsin istiyoruz. Kültür merkezlerimizde 24 saat hizmet veriyoruz. Her ay bir kültür etkinliği düzenliyoruz.”
Basın toplantısına Başkan Prof. Hayati Develi'nin yanı sıra, Başkan Yardımcısı Dr. Şaban Çobanoğlu, Kalite Merkezleri Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Balcı ve Kurumsal İletişim Müdürü Zekeriya Gültekin katıldı.
Türkçe Yaz Okulu programları
Bu arada, nnceki akşam, Yıldız Şale Köşkü'nde Yunus Emre Enstitiüsü ''Türkçe Yaz Okulu'' sezon sonu programı gerçekleştirildi. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Hayati Develi, bu konuda da şu açıklamayı yaptı: Türkçe Yaz Okuluna, bu yıl60 farklı ülkeden 300 öğrenci katıldı. Endonezya, Çin, Angola veİngiltere'den de öğrencilerin yer aldığı yaz okulunda, öğrenciler Türkçe eğitiminin yanı sıra Türk kültürü ve yaşantısı hakkında da bilgi sahibi oluyor.
Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde (YETKM) Türkçe öğrenen, yurt dışında Türk dili veya Türkiye ile ilgili bölümlerde okuyan öğrencilerin kabul edildiği Türkçe yaz okuluna bu yıl 1833 kişi müracaat etti. Yurt dışında ilgi duyan insanların, Türkiye ve Türkçeyi yakından tanımalarını hedefleyen ve bu yıl ilk defa Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'yla yapılan organizasyonda, önceki yıllara göre hem öğrenci sayısı hem de ülke çeşitliliğinde artış yaşandı. Aralarında Endonezya, Çin, Azerbaycan, Angola, Rusya, İtalya ve İngiltere'nin de bulunduğu 60 ülkeden başvurunun gerçekleştiği yaz okulu programına elemelerle tespit edilen 300 öğrenci katıldı. Çeşitli ülkelerden gelen 300 öğrenci, Yunus Emre Enstitüsünün protokol imzaladığı üniversitelerin bulunduğu Bursa, Sakarya, Zonguldak, Konya, Kayseri, Gaziantep, Samsun, Trabzon, Kastamonu ve Edirne'de, -her yönüyle-Türk dili ve kültürünü -yerinde- tanıyor. Her şehirdeki TÖMER'e, 30 civarında öğrencinin gittiği program kapsamında öğrenciler üniversite misafirhanelerinde ya da öğrenci yurtlarında kalıyor. Sosyal faaliyetlerle ilgili olarak da belediyeler ve kültür müdürlüklerinden destek alınıyor. Öğrenciler, hafta sonlarında ise çevre bölgeleri görme imkânı buluyor.
Dostluk köprülerini sağlamlaştırıyor
Yunus Emre Bülteni'nin 17. sayısında yer alan habere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi ile görüşmesinde, “Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye ile dünya toplumları arasındaki dostluk ve kardeşlik köprülerini daha da sağlamlaştırıyor” dedi. Görüşmede, 26 ülkede faaliyet gösteren 32 Türk Kültür Merkezinin son durumu ele alındı. Enstitü bünyesinde dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen Türkçe öğretimi ve kültürel faaliyetleri yakından takip ettiğini belirten Başbakan Erdoğan önümüzdeki süreçte özellikle kültürel projeler konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini söyle Başbakanlık Resmi Konutunda gerçekleşen görüşmede Prof. Dr. Hayati Develi de, “Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye'nin yurt dışındaki faaliyetleri için bir marka olmalıdır” dedi. Türkiye'nin zengin kültür birikimini bütün dünyaya tanıtmak amacıya sergi, konser, seminer, sempozyum gibi etkinliklerin artacağını belirten Prof. Develi, “ Türkiye'nin dünya devletleri ve halkları arasındaki imajının Türk dış politikası ve ticareti ile turizmini yakından ilgilendiriyor. Bu sebepler Türkiye'nin imajını yükseltmek için kültür ve sanat faaliyetlerin artması gerekiyor” dedi.
Kaynak: http://www.haber7.com