Millî Eğitim Bakanlığı ile TRT Genel Müdürlüğü tarafından haber spikerleri ile iş birliği yapılarak öğretmenlerin Türkçenin kullanımı ve diksiyon eğitimlerini içeren "Önce Türkçe” Projesi başlatıldı.
Bakan Selçuk, projenin MEB Şura Salonu'nda haber spikerlerinin de katılımıyla düzenlenen tanıtım toplantısındaki konuşmasına, "Sözün ustaları burada. Her bir kelimeyi nasıl konuşacağım konusunda hiç bu kadar tedirgin olmamıştım." diyerek başladı. Projenin adının "Önce Türkçe" olarak belirlenmesine ilişkin Bakan Selçuk, "Biz temenni makamı değiliz, biz ´keşke´ makamı değiliz, biz icraat makamıyız ve Türkçemizi korumak ve Türkçemize gereken saygıyı gösterme konusunda yapılması gereken ne varsa bunların hepsine adanmışlık seviyesinde bir yaklaşımımız var. ´Önce Türkçe´ derken bütün çocuklarımızdan, doğmamış çocuklarımızdan söz ettiğimizin farkındayız. Geçmişimizden, şimdimizden ve geleceğimizden söz ettiğimizin farkındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Amiş Efendi´nin "Mem güzel söz deyiniz hem de sözü güzel söyleyiniz. Çünkü söz vücut bulur." sözlerini aktaran Selçuk, vücut bulan sözün varlığı ile de ilgilenmek gerektiğini vurguladı. "Önce Türkçe Projesi´nin aslında bir işaret fişeği olduğunu da müjdelemek isterim." ifadesini kullanan Selçuk, şöyle devam etti: "Cumhuriyet tarihinde üç kere teşebbüs edilmesine rağmen henüz gerçekleştirilemeyen Türkçenin Söz Varlığı Projesi´nin yaklaşık bir yıl içinde tamamlanması konusunda da hedeflerimiz var. Bu yılın ekim ayı içinde birinci fazını paylaşacağımız Söz Varlığı Projesi ile bütün çocuklarımızın hangi kelimeleri, hangi yaşta ne şekilde kullanacağı, kitaplarda, yayınlarda bu kelimelerin yer almasının uygun olacağı öğretmenlerimiz, velilerimiz ve toplumun tüm fertleri için kelimelerin ne şekilde kullanılacağı konusunda çok kapsamlı bir projeden söz ediyoruz. Yaklaşık 100 kişinin üzerinde bir uzman grubunun çalıştığı bir proje bu."
Türkçenin, uygarlığın kilit taşı olduğuna işaret eden Selçuk, "Çünkü kültürümüzün taşıyıcısı. Dil olmadan düşünce olmaz, düşünce olmadan kültür olmaz, kültür olmadan medeniyet olmaz. Dolayısıyla insan ve insanlık olmaz. Çünkü bizim Türkçe ile insanlığa yaptığımız katkıyı da bir kenarda tutmakta yarar var." diye konuştu. Bakan Selçuk, TRT ile yapılan iş birliğinin önemine işaret ederken, "TRT ile sadece anamızın ak sütü olan Türkçemiz üzerinde değil birçok hususta ortaklaşa çalışmalar yapıyoruz. Dolayısıyla TRT´nin sorgusuz sualsiz her konuda gösterdiği bu iş birliğini son derece önemsediğimizi söylemek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Projede, aralarında TRT ocağından geçmiş çok değerli haber spikerlerinin ve söz ustalarının yer alacağını aktaran Selçuk, bu isimlere teşekkürlerini sundu.
"Bu bir kurum ödevi, bir bakanlık ödevi değildir"
Öğretmenlere yönelik Türkçenin kullanımı ve diksiyon eğitimleri konusunda bu isimlerle çalışmanın hayati önemde olduğunu ifade eden Selçuk, şöyle konuştu: "Sevgili öğretmenlerimize ne tür katkı versek ne tür destekte bulunsak azdır. Öğretmenimiz eğer sınıfında çocuklarımızın gözlerinin ışıltısını artırırlarsa ki bunun ana vasıtası dildir, o zaman bizler huzur içinde memleketimize, bayrağımıza, toprağımıza olan borcumuzu ödediğimiz şuuruna da sahip oluruz. Bütün ülkedeki öğretmenlere özel olarak seslenmek istiyorum. Türkçe bizim dil bayrağımız, Türkçe bizim ana sütümüz ve her birinizin Türkçeyi daha güzel kullanma konusunda bir ömür vakfetse bile alacağı mesafe var. O sebeple öğretmenlerimizin Türkçeyi daha iyi kullanmaları konusunda ne tür desteğe ihtiyaçları varsa biz buradayız, öğretmenlerimizin hizmetindeyiz. Bu kadar kirletici atmosfere rağmen, bu kadar zayıflatılan bir dil alanına rağmen biz de ödevimizi yapacağız. Bununla ilgili giderek derinleşen bir şuur sahası oluşturmayı da hedefleyeceğiz. "
Bakan Selçuk, Türkçenin öğretiminde katkısı olan tüm kurum ve kuruluşlara yönelik bir mesajının bulunduğunu belirterek, "Bu bir kurum ödevi, bir bakanlık ödevi değildir, bu bir millet ödevidir, bu bir ülke ödevidir. Dolayısıyla el birliği ile omuz vererek Türkçemizi, geleceğe taşıma konusunda geçmiştekilerle nasıl övünç duyuyorsak bizimle övünç duyulacak şekilde yükseltmemiz lazım. Bunu kesinlikle yaparız. Bunun için olumsuz araçlar olarak belirtilen birçok araç ya da vasıta aslında bir taraftan da Türkçemizi yükseltmenin araçlarıdır. O nedenle bugünkü çağda olumsuzluk için ne kadar araç varsa bu aynı zamanda müspet meseleler için de o kadar araç olduğunu gösterir." diye konuştu.
"Türkçeye hizmet konusunda yeni çalışmalarla karşınızda olacağız"
Ziya Selçuk, "Bundan sonra da Türkçemize hizmet konusunda yeni yeni çalışmalarla karşınızda olacağız ve bu çalışmaları sahada mutfakta çalışan bütün arkadaşlarımızın desteği ile gerçekleştireceğiz. Öğretmenlerin bu konudaki katkıları konusunda onların enerjisine ihtiyacımız var. Özet olarak ´Önce Türkçe´ sonra da Türkçe..." dedi. Projeye katkı verecek haber spikerlerine tek tek teşekkür eden Bakan Selçuk, "Benim en çok imrendiğim mesleklerin başında geliyor sunuculuk ve haberle uğraşmak. Onun için kendilerini imrenme anlamında kıskandığımı söylemek isterim." diye konuştu. Televizyonda bir program sunan çocukları gördüğünü dile getiren Selçuk, "Eğer böyle bir imrenme damarınız varsa bu damarınızı besleyelim ve ustalarımızın sayesinde onların sesinin bereketiyle çocuklarımızın Türkçesini zenginleştirelim." değerlendirmesinde bulundu.
"Hiçbirimiz dili eğip bükme hakkına sahip değiliz"
TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu ise eğitim süreçlerinde gençlerin daha çok dilin tadını hissetmesi gerektiğine işaret etti. Medya dünyasında söz alanların topluma karşı sorumluluk duygusu hissetmediğini ve dile özen göstermediğini vurgulayan Durdu, şöyle konuştu: "Bugün sosyal medya mecralarında dilimiz büyük bir tahribat ile yüz yüze. Ne yazık ki bu denetlenemez alanda sadece biz değil bütün anlam dünyamız da ağır yaralar alıyor. Sadece günlük dilimiz değil edebiyatımız, felsefemiz, düşüncemiz de tehdit altında. Topluma hitap eden söz alanlar başta olmak üzere her bir cümlemize söz dağarcığımıza özen göstermek en önemli meselemiz haline gelmiştir. Hiçbirimiz, dili eğip bükme, keyfimize göre kullanma bozma, argo ile tahrip etme hakkına sahip değiliz. Bizi bulunduğumuz yerden yükseğe taşıyacak olan dildir."
Durdu, "Medeniyet iddiası taşıyan bir öğretmen, bir yazar, bir sunucu ya da toplumla konuşan herhangi bir insan her şeyden önce diline sahip çıkmalıdır. TRT´nin belki de en çok özen gösterdiği husus, ana sütü gibi temiz olan dilimize sahip çıkmasıdır." dedi. Dilin düzeyini düşürmek isteyenlere karşı hep birlikte direnç gösterilmesi gerektiğini belirten Durdu, "Ancak çare, yine büyük oranda öğretmenlerin elindedir. Çocukları yetiştirirken sizlere çok büyük sorumluluk düşüyor." diye konuştu.
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı da projede ilk olarak 7 bin, ikinci yıl içerisinde de 400 bin dolayında öğretmenin eğitimlere katılmasını planladıklarını bildirdi.
Programa deneyimli haber spikerleri de katıldı
"Önce Türkçe" Projesi mayıs ayında başlatılacak ve yıl boyu devam edecek.
Proje ile 2023 Eğitim Vizyonu hedefleri doğrultusunda öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesi, yeterliliklerinin artırılması amaçlanıyor.
"Türkçenin söyleniş kuralları", "etkili iletişim", "beden dili" ve "diksiyon" başlıklarında gerçekleştirilecek eğitimlere TRT kurumsal destek sağlayacak.
Duygu Canbaş, Cem Öğretir, Seda Öğretir, Didem Arslan Yılmaz, Nazlı Çelik, Sultan Arınır, Erhan Ertürk, Işıl Açıkkar, Fuat Kozluklu, Ekrem Açıkel, Serkan Bayam, Ceren Bektaş, Cansu Canan Özgen, Buket Aydın, Nihan Günay, Ahmed Arpat gibi deneyimli haber spikerleri destek verecek.