Cuma sabahı harıl harıl Fadime Bebek resimleri arıyorum iş yerinde. Kimseye bir şey dediğim yok ama bir arkadaş merak ediyor, dayanamayıp soruyor.
-Hocam ne arıyorsun sabahtan beri?
-Fadime Bebek olayına giriyorum, öğrencilere Fadime Bebek yaptırıcam.
-Aaa! Sen yapabilir misin öyle şeyler? Tipin hiç göstermiyo da yani...
-Ben yapmıycam hocam, ben ilham vericem, öğrenciler yapıcak!
Ayrıca“Tipim seni fena halde yanıltıyor ben çok güzel dolma da yaparım” demek istiyorum ama demiyorum, Fadime Bebek resimlerini kaydedip sınıfa gidiyorum.
Öğrencilere resimleri gösterip Fadime Bebek’i anlatıyorum. Tabii bu arada bebeğin isminin niçin Fadime olduğunu da açıklıyorum ve onların ülkelerinde en yaygın kız isimlerinin neler olduğunu sorup öğreniyorum.
-Birazdan hep beraber böyle bebekler yapıyoruz ama malzeme almak lazım. Hadi, herkes bir lira versin. Para topluyoruz, diyorum.
Dikkat ettiyseniz cümleler şimdiki zamanda. Sınıfım A1 ve derslere başlayalı bir buçuk ay oldu daha bu yüzden bildikleri yegâne zaman, şimdiki zaman, bir de emir kipini biliyorlar.
Paraları topluyoruz, yirmi iki lira toplam. Malzemelerin parasını ben verebilirdim ama insanlar parasını ödedikleri şeylere başka davranırlar, bedava şeylere başka. Tecrübeyle bunu bildiğim için az veya çok olsun öğrencileri işin içine katarım her zaman.
Teneffüste yakındaki dükkanlardan renkli keçeler, uhu, makas, iğne, iplik ve grapon kağıtları alıp sınıfa götürüyorum. Malzemelerin isimlerini tahtaya yazıyorum, özelliklerini basitçe anlatıyorum, malzemelerle ilgili fiilleri öğretiyorum. Kes-, yapıştır-, dik-, katla- gibi.
Yirmi iki öğrencinin olduğu sınıfta sekiz farklı milliyet var dolayısıyla sekiz bebek yapılması lazım fakat Koreli, Bulgaristanlı ve Çeçenistanlı öğrencilerin tek başlarına bebek yapmaktan çekindiklerini görünce grup halinde çalışabileceklerini anlatıyorum. Sevinçle Kabul ediyorlar. Grup çalışmasının gözünü seveyim!
Bebekleri bittiğinde –Çeçen kızı yaptılar- bu bir grup çalışması olduğu için bebeğin isminin Kore, Bulgaristan ve Çeçen isimlerinin birleşimi olabileceğini anlatıyorum. En yaygın Kore kız ismi ‘’Inbi’’ imiş, yağmur anlamına geliyormuş. Bulgaristan’da Ayşe, Çeçenistan’da ise Mekke imiş. Karıştırıyorlar bu üç ismi pek çok seçenekten “Inbikay”da karar kılıyorlar. Gayet prehistorik bir isim, beğeniyorum.
Suriye grubu bebekleri bittiğinde adını “Şam” olarak değiştiriyor başlangıçta Ayşe ya da Fatma olacağını belirttikleri halde. Vatan özleminin getirdiği bir esinlenme, tebrik ediyorum onları.
Resimler bitince sınıf duvarına asıyoruz. Bütün bunlar 90 dakikalık bir zaman diliminde oluyor.
Ürünlerini çok seviyorlar, bebeklerin yanında fotoğraflar çektiriyorlar, ülkelerindeki yakınlarına göndereceklermiş.
Fadime Bebek uygulamasının buraya kadar olan kısmında elde edilen kazanımlar:
Türkçe dinleme-anlama-konuşma becerisinin geliştirilmesi
Sınıf içi iletişimin güçlendirilmesi
Türkçe öğretiminin eğlenceli ve kalıcı bir hatıraya dönüştürülmesi
Kültür aktarımı yapılması
Burada şunu belirtmek isterim ki kültür aktarımı son derece hassas bir konu. Ben tek taraflı olarak kültür aktarımı yapmaktan kaçınıyorum. Kültür aktarımıyla ilgili konu neyse öğrencinin kendi kültüründeki karşılığını paylaşmasını sağlıyorum benimle ve arkadaşlarınla.
Bu ne işe yarıyor?
Hedef kültürün öğrencideki ezici baskısını hafifletiyor, baskı azalınca öğrencinin direnci de aynı oranda azalıyor, daha kolay geçiş yapabiliyor hedef kültüre.
Gelecek ders uygulamanın soru sorma tabanlı yaratıcı yazma uygulamasını yapmayı planlıyorum. Öğrenciler gruplara ayrılacaklar ve tahtaya yazacağım soruların cevaplarını beraberce yazacaklar ve sınıfla paylaşacaklar.
Sorular şöyle:
Şam, Natalya, Firoza, İnbikay ve Fetoum İstanbul’a geliyorlar, İstanbul’da aynı apartmana taşınıyorlar tesadüfen. Tanışıyorlar, arkadaş oluyorlar. Hepsinin mesleği var ancak İstanbul’da işsizler çünkü çalışma izinleri yok.
Hepsi 20.000 TL veriyor ve kendi şirketlerini kuruyorlar.
Bu şirketin adı ne?
Ne iş yapıyorlar?
Ofisleri nerede ve nasıl bir ofis?
Başarılı oluyorlar mı?
Biliyorum çok meşguller ama boş zamanlarda ne yapıyorlar? Nerelere gidiyorlar İstanbul’da?
Aşağıda söz konusu bebeklerin fotoğrafları var. İnce işçiliğe dikkatinizi çekerim, ayrıntılara göstermiş oldukları özen, yaptıklarını sevmelerinden kaynaklanıyor bence.
Örnek Çalışmalar
Yazan: Hatice Gülcan Topkaya