Gerçek Rüya - Tursunbübü Çotonova

Kompozisyonlar Gösterim: 16084
Savaş denince gözlerimin önüne çok karanlık, çoçukluğumdan beri aklımdan çıkmayan, çok zamandır rüyalarma giren bir resim geliyor. Hava soğuk, gökyüzünde ağır bulutlar, güneş ve kuşlardan bir iz yok. Gökyüzünün altındaki şehir acı, korku ve ümitle dolu. Ama her gün korku ve tehlike yüzünden, ümit azalıyor, sönüyor. Bazen de insanları görüyorum. Çoğu yaralı, durumları kötü, ama gözlerinde bir bekleyiş bir umut var. Onlar savaşın bitmesini, barışı, zaferi, eve dönmeyi bekliyorlar. Bazen de insanların arasında, ön planda dedemi görüyorum. Onu gördüğümde içim acıyla, sıkıntıyla aynı zmanda gururla doluyor. Savaşta akrabalarını, dostlarını kaybedenler aynı duyguları hissederler sanırım... Böylece savaş insanlara acı kayıplar verip, ülkenin cesur, vatansever insanlarını alıyor.
İlimde savaşları araştıran bir dal var. O da polemologiya. V.F.Halipov’un “İktidar” sözcüğüne dayanarak, savaş: 1) silahlı, düzenlenen devletler arasındaki mücadele, bazen de ülke içinde (halk savaşı); 2) iki tarafın ihtilafının en yüksek derecede olması. Savaşı türlere ayroyorlar: dünya, yerel; sömürge, adalet, istila, adaletsizlik, kurtuluş. Toplum için en ideal durum “barış”. Yani savaşın yokluğu. Barış içinde yaşayan ülke örneği ise İsviçre sayılıyr, çünkü bu ülkede çok zamandır silahlı ihtilaflar olmuyordu. Bilim adamlarına göre, genel olarak, ortaya çıktığından beri şimdiye kadar insanlar barış içinde sadece 300 yıl yaşamışlar. Bence bu sayı insanların fikirler, bakış acıları ortaya çıkıyor. Ne kadar yer ya da servet varsa, o kadar onlara sahip olmak isteyenler var oluyor. Sonra ihtilaflar, mücadeleler ortaya çıkıyor. Bence Dünyada bireyler yaşadığı müddetçe savaşlar da bitmeyecek. Ama savaşların sonucu olan ölümlerden kurtulmak ve krizlerin insanlığı geri götürmemesi için hepimizin düşünmesi gerekiyor. Yani, insanın hayatı mı daha değerli, yoksa servet mi, iktidar mı?
Ben dedeme savşta kendisini  bizim geleceğimiz için feda ettiği için çok saygı duyuyorum. Ama çocukluk kabusumu gerçek hayatta görmeyi hiç istemiyorum. Binlerce yıllık tarihi olan insanlık, savaşları silah kullanmadan çözmeyi öğrenmeli diye düşünüyorum. Tecrübeyi, aklı, bilinci kullanmalıyız. Aksi takdirde “bir parça et”  için birbirlerini yok eden hayvanlar gibi yaşamaya devam ederiz!
Yazan: Tursunbübü Çotonova
Türkçe öğreniminde 7. ay.
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi
Okutman: Kerim Sarıgül
 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR